İlçenin kırsal Yarış Mahallesi’nde yaşayan Fahri İlhan, 2014’te beyin kanaması geçirerek felç oldu. Konuşamayan ve yürümekte zahmet çeken İlhan’ın mahalledeki 12 dönüm yeri, eken olmayınca atıl kaldı.
Fahri İlhan’ın bir müddet öbür işlerde çalışan 27 yaşındaki oğlu Onur İlhan, cet topraklarının daha fazla atıl kalmasını istemedi ve üretim yapmaya karar verdi.
Araştırmalarının akabinde çilek üretimine başlayan İlhan, mahalledeki bayanları da tarlada çalıştırarak onlara ekmek kapısı açtı.
Onur İlhan, AA muhabirine, çilekleri pazarlarda tüketiciyle buluşturmanın yanı sıra kırsal turizme de yöneldiklerini söyledi.
Özellikle hafta sonlarında mahalleye gelenlere kolundan çilek toplattıklarını ve kahvaltı hizmeti verdiklerini belirten İlhan, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Daha evvel babamla çiftçilik yapmıştım. Babam rahatsızlanınca orta verdim. Farklı işlerde uğraştım, en sonunda bu araziyi değerlendirmeye karar verdim. Biraz araştırmanın akabinde çilek yetiştirmeye başladım, çok da hoş gidiyor. Cet toprağının boş kalmasını istemedim. Buralara insan giremiyordu, bakımsızlıktan. Biz bakım yaptık, düzenledik. Şu anda 12 dönüm alanım var. Bunu 20 dönüme çıkarmayı düşünüyorum.”
“Kendi işini yapmak gibisi yok”
İlhan, babasından bayrağı devralmanın gururunu yaşadığını lisana getirerek, bazen siparişlere yetişemediklerini “yok” sattıklarını tabir etti.
Müşterilerinin kimi vakit eli boş döndüğünü kaydeden İlhan, “Bizi duyup Türkiye’nin birçok vilayetinden bahçemize ziyarete gelen de oldu. Hoş bir ivme yakaladık. Kendi işini yapmak gibisi yok.” dedi.
Bu işten âlâ para kazanmak için dönüm başına 3 ton eser almak gerektiğini aktaran İlhan, kendilerinin de bunu yakaladığını anlattı.
İyi bir gelir elde ettiklerine değinen İlhan, “Şu anda hem para kazanıyorum hem de diğer personellere ekmek veriyorum. Ekim devrinden sonbahardaki bakımına kadar daima personel çalıştırıyoruz.” tabirini kullandı.
Gençlere de tavsiyelerde bulunan İlhan, “Varsa toprakları gitsinler eksinler. Bir karış boş yer bırakmamak gerekiyor. Çok bereketli topraklarımız var. Bunları kıymetlendirmemiz lazım. Bunları kullanırken de gerçek uygulama yapmalıyız, araştırmalı, ezbere iş yapmamalıyız. Besin bölümünün külfetli olduğu devirde toprağa sahip çıkmak lazım.” değerlendirmesinde bulundu.
Anne Fatma İlhan da oğlunun, tarlalarına sahip çıkmasından mutlu olduklarını belirtti.
Oğluyla gurur duyduğunu anlatan İlhan, “Eşimin de gölgesi yetiyor bize. Bütün herkesin evladı bu türlü olsun. Çok memnunum, önü açık olsun. Tüm gençler bu türlü yatırım yapsınlar. Ülkemiz canlansın, köyümüz canlansın. Eşim de çok keyifli oluyor.” diye konuştu.
