Filiz Sönmezoğlu (37) 20 yıl boyunca AVM’lerde mağaza müdürü, Deniz Sönmezoğlu (38) ise çeşitli ajanslarda sanat direktörü olarak çalışmasının yanı sıra anaokullarında, sanat, spor, robotik kodlama üzere dersler verdi. Göç etme planlarının her vakit olduğunu söyleyen Sönmezoğlu ailesi, hayat koşulları ve para kazanma gerekliliğinden ötürü bunun bir emeklilik hayali olduğunu düşündü, ta ki pandemiye kadar. Pandeminin başında kendi şirketlerini kuran çift, sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte işlerine devam edebilmek için ofislerini değil, meskenlerini kullanmaya başladı. “Bu durum bize işlerimizi kendi konutumuzdan yönetebildiğimizi gösterdi ve bu hayatı denemek için bize bir talih verdi” diyen Filiz-Deniz Sönmezoğlu, “Alışılmışın dışında Ege köyleri yerine Sakarya’yı tercih ettik. birinci olarak İstanbul’a yakın bir yer daha cazip geldi. Çünkü daha önce köy hayatını hiç deneyim etmemiştik ve alışma sürecini yakın bir yerde yaşamak istedik. Geniş bir yelpazede mesken bakıyorduk ve bir uygulama aracılığıyla konutumuzu bulduk. Nihayetinde hiç bilmediğimiz bir kentte, tek bir tanıdığımız olmadan karı-koca birbirine dayanak olarak yeni bir hayat kurduk” dedi.
Yerel halkın devir periyot ormandan kestane, mantar, galdirik otu toplayıp sattığını söyleyen Sönmezoğlu ailesi, bunu “Vakti olan herkesin çarçabuk yapabileceği bir iş imkanı” olarak tanımlıyor. Köydeki toprakların çok verimli ve tarıma uygun alanlar olduğunun altını çizen aile, “Bolca fındık bahçeleri var ve hayvancılık yapılıyor. Günlük ya da devamlı olarak bu alanlarda da iş imkanları mevcut. Tabiat çeşitleri için çok uygun bir yer. Bu alanda ufak yatırımlarla bir iş imkanı oluşturulabilir” bilgisini verdi.
Köye göç edince nasılsa bir iş bulurum mantığıyla hareket etmenin hayatı zorlaştırabileceğine vurgu yapan aile, göç etmek isteyenlere de şu tavsiyelerde bulundu:
“Ya size yetecek bir birikiminiz olmalı ya uzaktan devam edebildiğiniz bir işiniz olmalı ya da göçmek istediğiniz yerde göçmeden evvel ayarladığınız yahut kurduğunuz bir işiniz olmalı. ‘Youtube’da bir kanal açıp para kazanırım, bana yeter’ mantığı gerçekçi ve tahlile götüren bir fikir olmaz.”
Bulundukları bölgeye dışarıdan çok fazla göç olmaması sebebiyle birinci vakitlerde köy halkı aileyi şaşkınlıkla karşılasa da vakitle kabullenmişler. O denli ki YouTube için görüntüler çekmeleri de etrafları tarafından epey ilgi görmüş. Aile, “Bize kendimizi çok ünlüymüşüz üzere hissettiriyorlar” kelamlarıyla de memnuniyetlerini lisana getiriyor. Köy ve kent hayatındaki harcamaları kıyaslayan aile, “İstanbul’daki 130 metrekare konutumuza 3 bin TL kiraya ek olarak 350 TL aidat ödüyorduk. Doğal gazı yalnızca ısınma için kullanıyorduk. Mutfak ocağını ve sıcak su muhtaçlığını elektrikle karşılıyorduk. Bu da masrafı artıran başka detaylardandı. Sakarya’daki 160 metrekare müstakil meskenimiz için bin 700 TL kira ödüyoruz” diye konuştu.
‘4 KİŞİLİK BİR AİLE 8-9 BİN TL’YE GEÇİNEBİLİR’
Köydeki ve kentteki farklılıklara da dikkat çeken Sönmezoğlu ailesi, “Şehrin karmaşası, gerilimi ve yoran temposu akşam konuta ulaştıktan sonra süratli yemek ve süratli alışveriş için kullandığımız uygulamalar ile bizi üretmeden tüketme çılgınlığı içine çekiyor, kartlarımızın limitini kendi paramızmış üzere sandığımız ve harcamalarımızı epey artıran kısır bir döngüye sokuyordu” deyip ekledi:
“Köyde bu uygulamalar yok. Yumurtamızı tavuklarımızdan, sebzemizi, meyvemizi bahçemizden emek vererek ve adım adım büyümesini izleyerek topluyoruz. Köyde hayatınızı kentteki üzere yaşarsanız market fiyatları her yerde tıpkı, yalnızca kiranız azalmış olur. Ancak emek vermeyi seçer, konfor alanınızdan da dışarı çıkarsanız harcamalarınız yarı yarıya düşüyor. Bu işler yorucu ve kolay değil fakat kent hayatı üzere gerilimli değil keyifli. Tükettiğinizi üretebilen olmak, yediğiniz besinin doğallığından emin olmak, tabiat içinde her gün bir mucizeye şahit olmak harika bir his.”
Kendi besininin büyük kısmını üreten ve köy hayatı yaşayan 4 kişilik bir ailenin kira, elektrik, internet, telefon üzere faturalar ve mutfak masrafıyla birlikte ortalama 8-9 bin TL sabit gelirle birikim yapmadan geçinebileceğine vurgu yapan Sönmezoğlu ailesi, “Biz kurduğumuz işten sistemli bir gelir elde ettiğimiz için rastgele bir birikimle bu seyahate çıkmadık. Lakin taşınma süreci, nakliye bedeli ve meskenimiz doğal gazlı olmasına karşın aldığımız şömine soba, bir kira, bir depozito bedeli ile toplam 15 bin TL masrafla yeni köy hayatımıza başladık” ifadelerini kullandı.
Filiz Sönmezoğlu (37) 20 yıl boyunca AVM’lerde mağaza müdürü, Deniz Sönmezoğlu (38) ise çeşitli ajanslarda sanat direktörü olarak çalışmasının yanı sıra anaokullarında, sanat, spor, robotik kodlama üzere dersler verdi. Göç etme planlarının her vakit olduğunu söyleyen Sönmezoğlu ailesi, hayat koşulları ve para kazanma gerekliliğinden ötürü bunun bir emeklilik hayali olduğunu düşündü, ta ki pandemiye kadar. Pandeminin başında kendi şirketlerini kuran çift, sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte işlerine devam edebilmek için ofislerini değil, meskenlerini kullanmaya başladı. “Bu durum bize işlerimizi kendi konutumuzdan yönetebildiğimizi gösterdi ve bu hayatı denemek için bize bir talih verdi” diyen Filiz-Deniz Sönmezoğlu, “Alışılmışın dışında Ege köyleri yerine Sakarya’yı tercih ettik. birinci olarak İstanbul’a yakın bir yer daha cazip geldi. Çünkü daha önce köy hayatını hiç deneyim etmemiştik ve alışma sürecini yakın bir yerde yaşamak istedik. Geniş bir yelpazede mesken bakıyorduk ve bir uygulama aracılığıyla konutumuzu bulduk. Nihayetinde hiç bilmediğimiz bir kentte, tek bir tanıdığımız olmadan karı-koca birbirine dayanak olarak yeni bir hayat kurduk” dedi.
Yerel halkın devir periyot ormandan kestane, mantar, galdirik otu toplayıp sattığını söyleyen Sönmezoğlu ailesi, bunu “Vakti olan herkesin çarçabuk yapabileceği bir iş imkanı” olarak tanımlıyor. Köydeki toprakların çok verimli ve tarıma uygun alanlar olduğunun altını çizen aile, “Bolca fındık bahçeleri var ve hayvancılık yapılıyor. Günlük ya da devamlı olarak bu alanlarda da iş imkanları mevcut. Tabiat çeşitleri için çok uygun bir yer. Bu alanda ufak yatırımlarla bir iş imkanı oluşturulabilir” bilgisini verdi.
Köye göç edince nasılsa bir iş bulurum mantığıyla hareket etmenin hayatı zorlaştırabileceğine vurgu yapan aile, göç etmek isteyenlere de şu tavsiyelerde bulundu:
“Ya size yetecek bir birikiminiz olmalı ya uzaktan devam edebildiğiniz bir işiniz olmalı ya da göçmek istediğiniz yerde göçmeden evvel ayarladığınız yahut kurduğunuz bir işiniz olmalı. ‘Youtube’da bir kanal açıp para kazanırım, bana yeter’ mantığı gerçekçi ve tahlile götüren bir fikir olmaz.”
Bulundukları bölgeye dışarıdan çok fazla göç olmaması sebebiyle birinci vakitlerde köy halkı aileyi şaşkınlıkla karşılasa da vakitle kabullenmişler. O denli ki YouTube için görüntüler çekmeleri de etrafları tarafından epey ilgi görmüş. Aile, “Bize kendimizi çok ünlüymüşüz üzere hissettiriyorlar” kelamlarıyla de memnuniyetlerini lisana getiriyor. Köy ve kent hayatındaki harcamaları kıyaslayan aile, “İstanbul’daki 130 metrekare konutumuza 3 bin TL kiraya ek olarak 350 TL aidat ödüyorduk. Doğal gazı yalnızca ısınma için kullanıyorduk. Mutfak ocağını ve sıcak su muhtaçlığını elektrikle karşılıyorduk. Bu da masrafı artıran başka detaylardandı. Sakarya’daki 160 metrekare müstakil meskenimiz için bin 700 TL kira ödüyoruz” diye konuştu.
‘4 KİŞİLİK BİR AİLE 8-9 BİN TL’YE GEÇİNEBİLİR’
Köydeki ve kentteki farklılıklara da dikkat çeken Sönmezoğlu ailesi, “Şehrin karmaşası, gerilimi ve yoran temposu akşam konuta ulaştıktan sonra süratli yemek ve süratli alışveriş için kullandığımız uygulamalar ile bizi üretmeden tüketme çılgınlığı içine çekiyor, kartlarımızın limitini kendi paramızmış üzere sandığımız ve harcamalarımızı epey artıran kısır bir döngüye sokuyordu” deyip ekledi:
“Köyde bu uygulamalar yok. Yumurtamızı tavuklarımızdan, sebzemizi, meyvemizi bahçemizden emek vererek ve adım adım büyümesini izleyerek topluyoruz. Köyde hayatınızı kentteki üzere yaşarsanız market fiyatları her yerde tıpkı, yalnızca kiranız azalmış olur. Ancak emek vermeyi seçer, konfor alanınızdan da dışarı çıkarsanız harcamalarınız yarı yarıya düşüyor. Bu işler yorucu ve kolay değil fakat kent hayatı üzere gerilimli değil keyifli. Tükettiğinizi üretebilen olmak, yediğiniz besinin doğallığından emin olmak, tabiat içinde her gün bir mucizeye şahit olmak harika bir his.”
Kendi besininin büyük kısmını üreten ve köy hayatı yaşayan 4 kişilik bir ailenin kira, elektrik, internet, telefon üzere faturalar ve mutfak masrafıyla birlikte ortalama 8-9 bin TL sabit gelirle birikim yapmadan geçinebileceğine vurgu yapan Sönmezoğlu ailesi, “Biz kurduğumuz işten sistemli bir gelir elde ettiğimiz için rastgele bir birikimle bu seyahate çıkmadık. Lakin taşınma süreci, nakliye bedeli ve meskenimiz doğal gazlı olmasına karşın aldığımız şömine soba, bir kira, bir depozito bedeli ile toplam 15 bin TL masrafla yeni köy hayatımıza başladık” ifadelerini kullandı.
