İzmir’in Aliağa ilçesinde konuşlu Kıyı Güvenlik Botu, 4 Temmuz Pazartesi günü öğlen saatlerinde devriye misyonu sırasında denizde can salları olduğunu tespit etti. Bölgeye hareket eden gruplar, göçmenleri Kıyı Güvenlik Botuna alarak evvel Foça Balıkçı Barınağına daha sonra da Foça Emniyet Müdürlüğüne getirildi. Tamamı Afganistan uyruklu olan göçmenlerden 17’si çocuk, 7’si bayan, 14’ünün de erkek olduğu öğrenildi.
TELEFON VE PARALARININ ALINIP DARBEDİLDİLER
Göçmenler tabirlerinde Yunanistan ögelerinde uğradıkları şiddeti anlattı. Çanakkale’nin Küçükkuyu bölgesinden denize açılarak Yunanistan’ın Midilli Adasına ulaştıklarını belirten göçmenler, Yunanistan unsurlarınca yakalandıklarını, kapıları kapalı bir minibüste sıcakta saatlerce aç susuz bekletildiklerini, üzerlerindeki telefonlar ve paraları dahil kıymetli her şeyin alındığını belirtti. Büyüklerin yanı sıra ağlayan çocukların bile dövüldüklerini öne süren göçmenler, ardından denize götürülüp can salları içerisinde Türk karasularına itildiklerini kaydetti.
‘ÇOCUKLARIMIZI DA DÖVDÜLER’
Kurtarılan Afgan göçmenlerden Hatice Mervi, Yunanistan ögeleri tarafından yakalandıktan sonra çok makûs muamele gördüklerini söyledi. Hatice Mervi, “Bizimle çok makûs konuştular. Bizi dövdüler, çocuklara vurdular. Eşimin ayakkabılarını aldılar. Her şeyini aldılar. Çantalarımızı paralarımızı, telefonlarımızı. Hiç bir şey bırakmadılar. Bizi bir otomobilin içine koydular. Çocuklar çok bayıldı. Çocuklar öldü bir su vermediler. Otomobilin içine koydular, hiç hava gelmiyordu. Çok dövdüler bizi. Bizi botların içine attılar, denize bıraktılar. Bize çok berbat davrandılar. Çocuklarımızı da dövdüler. Her şeyimizi aldılar. Hiçbir şeyimizi vermediler.” dedi.
‘SAATLERCE GÜNEŞİN ALTINDA KAPILARI KAPALI BİR MİNİBÜSTE TUTULDUK’
Abdullah Mervi de Afganistan’dan Çanakkale’ye geldiklerini buradan da Yunanistan’a geçmek istediklerini söz ederek, “Gittik Yunanistan toprağına. Çok makûs dağlık bir yere çıktık. Sabah saat 05.00 üzereydi. Yakaladılar. Bakmadılar bu bayandır, bu çocuktur, bu yaşlıdır. Çantaları alıp attılar bir tarafa. Kemerlerimizi çıkarttılar. Telefonları topladılar. Bizi bir dolmuşa getirdiler. 2 buçuk, 3 saat güneş altında tuttular. Çocuklar ağlıyordu. Kapıları açmadılar. Sonra bir gemiyle bizi getirdiler. Bota bindirdiler. Küfür ederek denize bıraktılar. Hiç bakmadılar ki bu çocuk, bir bardak su vermedi. Su vardı onu da alıp yere döktüler. Bir çocuğa vurdular. Yüzü simsiyah oldu. Bir şişede şu kadarcık su vardı. Onu da alıp dışarı attılar. 1 buçuk saat kadar denizde kaldık. Sonra Allah razı olsun Türk vazifeliler bizi gördü, kurtardılar” diye konuştu. Abdullah Mervi, Yunanistan ögelerinin dövdüğünü tez ettiği çocuğun yanaklarındaki morluğu, dayak yediğini belirten öbür göçmenler de ayaklarındaki izleri gösterdi.
Yaşadıklarını anlatan Rukaye Karime de 4 saat sıcakta bir minibüste kapalı kaldıklarını söyledi. Rukaye Karime, “Nefes alamıyorduk. Ellerim titriyordu. Kocamın sırtına vurdular. Çocuğuma vurdular. Çok berbattı. Bizi Türkler gördüler, aldılar. Buraya getirdiler. Çok çok teşekkür ediyoruz.” dedi.
Sağlık muayeneleri ve insani yardım yapılan Afgan göçmenlerin süreçlerinin tamamlanmasının akabinde İzmir Vilayet Göç Yönetimine teslim edileceği bildirildi.
İzmir’in Aliağa ilçesinde konuşlu Kıyı Güvenlik Botu, 4 Temmuz Pazartesi günü öğlen saatlerinde devriye misyonu sırasında denizde can salları olduğunu tespit etti. Bölgeye hareket eden gruplar, göçmenleri Kıyı Güvenlik Botuna alarak evvel Foça Balıkçı Barınağına daha sonra da Foça Emniyet Müdürlüğüne getirildi. Tamamı Afganistan uyruklu olan göçmenlerden 17’si çocuk, 7’si bayan, 14’ünün de erkek olduğu öğrenildi.
TELEFON VE PARALARININ ALINIP DARBEDİLDİLER
Göçmenler tabirlerinde Yunanistan ögelerinde uğradıkları şiddeti anlattı. Çanakkale’nin Küçükkuyu bölgesinden denize açılarak Yunanistan’ın Midilli Adasına ulaştıklarını belirten göçmenler, Yunanistan unsurlarınca yakalandıklarını, kapıları kapalı bir minibüste sıcakta saatlerce aç susuz bekletildiklerini, üzerlerindeki telefonlar ve paraları dahil kıymetli her şeyin alındığını belirtti. Büyüklerin yanı sıra ağlayan çocukların bile dövüldüklerini öne süren göçmenler, ardından denize götürülüp can salları içerisinde Türk karasularına itildiklerini kaydetti.
‘ÇOCUKLARIMIZI DA DÖVDÜLER’
Kurtarılan Afgan göçmenlerden Hatice Mervi, Yunanistan ögeleri tarafından yakalandıktan sonra çok makûs muamele gördüklerini söyledi. Hatice Mervi, “Bizimle çok makûs konuştular. Bizi dövdüler, çocuklara vurdular. Eşimin ayakkabılarını aldılar. Her şeyini aldılar. Çantalarımızı paralarımızı, telefonlarımızı. Hiç bir şey bırakmadılar. Bizi bir otomobilin içine koydular. Çocuklar çok bayıldı. Çocuklar öldü bir su vermediler. Otomobilin içine koydular, hiç hava gelmiyordu. Çok dövdüler bizi. Bizi botların içine attılar, denize bıraktılar. Bize çok berbat davrandılar. Çocuklarımızı da dövdüler. Her şeyimizi aldılar. Hiçbir şeyimizi vermediler.” dedi.
‘SAATLERCE GÜNEŞİN ALTINDA KAPILARI KAPALI BİR MİNİBÜSTE TUTULDUK’
Abdullah Mervi de Afganistan’dan Çanakkale’ye geldiklerini buradan da Yunanistan’a geçmek istediklerini söz ederek, “Gittik Yunanistan toprağına. Çok makûs dağlık bir yere çıktık. Sabah saat 05.00 üzereydi. Yakaladılar. Bakmadılar bu bayandır, bu çocuktur, bu yaşlıdır. Çantaları alıp attılar bir tarafa. Kemerlerimizi çıkarttılar. Telefonları topladılar. Bizi bir dolmuşa getirdiler. 2 buçuk, 3 saat güneş altında tuttular. Çocuklar ağlıyordu. Kapıları açmadılar. Sonra bir gemiyle bizi getirdiler. Bota bindirdiler. Küfür ederek denize bıraktılar. Hiç bakmadılar ki bu çocuk, bir bardak su vermedi. Su vardı onu da alıp yere döktüler. Bir çocuğa vurdular. Yüzü simsiyah oldu. Bir şişede şu kadarcık su vardı. Onu da alıp dışarı attılar. 1 buçuk saat kadar denizde kaldık. Sonra Allah razı olsun Türk vazifeliler bizi gördü, kurtardılar” diye konuştu. Abdullah Mervi, Yunanistan ögelerinin dövdüğünü tez ettiği çocuğun yanaklarındaki morluğu, dayak yediğini belirten öbür göçmenler de ayaklarındaki izleri gösterdi.
Yaşadıklarını anlatan Rukaye Karime de 4 saat sıcakta bir minibüste kapalı kaldıklarını söyledi. Rukaye Karime, “Nefes alamıyorduk. Ellerim titriyordu. Kocamın sırtına vurdular. Çocuğuma vurdular. Çok berbattı. Bizi Türkler gördüler, aldılar. Buraya getirdiler. Çok çok teşekkür ediyoruz.” dedi.
Sağlık muayeneleri ve insani yardım yapılan Afgan göçmenlerin süreçlerinin tamamlanmasının akabinde İzmir Vilayet Göç Yönetimine teslim edileceği bildirildi.
