Takıntıları olduğunu itiraf eden Ece Seçkin, en büyük takıntısının paklık olduğunu söyledi: Bilhassa kendi alanım. Onun dışında da temizlikle alakalı takıntılarım var. Saç ve kıl görmeye tahammüllüm yok; lavaboda, yerde falan. Bunlar beni hayatta en çok delirten şeyler. İşimle ilgili de takıntılarım var. Başak burcuyum, başak meczupluğu de var üzerimde.
“ANNEM BİLE BANA ŞAŞIRIYOR”
Kendisini ‘zır deli’ diye tanımlayan müzikçi, “Her şeyim zır meczup, hiçbir şeyim olağan değil. Mesela ne vakit ne yapacağımı asla kestiremezsiniz. Beni çok uzun yıllar de tanısan kestiremezsin. Annem bile bana şaşırıyor” dedi.
“HIZLI TÜKETİME AYAK UYDURMAK ÇOK ZOR”
‘Sen Hala Ordasın’ ve ‘Güzelim’ isimli single çalışmalarını yaz aylarında müzikseverlerle buluşturan popçu, “Her şey değişiyor, çağ değişiyor. Yeniye ayak uydurma çağındayız. Tüketim inanılmaz süratli, bu süratli tüketime ayak uydurmak bizler içinde sıkıntı. Öncelikle buna ayak uydurmaya çalışıyorum. Evvelden yılda bir tane single yapardık, bir yıl boyunca o single dinlenirdi. Şu an o denli bir bahtımız yok. Şayet yeniye ve değişim çağına ayak uydurmak istiyorsak biraz daha süratli üretime geçmeliyiz” sözlerini kullandı.
“ÇOCUKKEN HAYALİNİ KURDUĞUM YERDEYİM”
Çocukluk hayalinin ne olduğunu anlatan Seçkin, “Bugün burada, bu sahnede, etrafında bir sürü insanın dolaştığı, şatafatlı kıyafetler giyen, saçları başları yapılan… Geçen gün makeup artistine şöyle bir laf söyledim; ‘Düşünebiliyor musun? Daima şey hayal ederdim. Starları gördüğümde kendi özel makeup artistleri var. Onlarla geziyorlar. Makeup artistleri de ünlü. Çocukken daima bunu düşünürdüm bu nasıl bir his? Orada olmak ne hissettirir’. Şu an çok şükür ki oradayım. Takımımda ki herkes için söylüyorum. En yeterli isimlerle çalışıyorum. Sahnedeyim. Benim tek bir hayalim vardı, o da buydu. Hayata karşı şükran doluyum” halinde konuştu.
“HERKESİN BAŞINA NAZARAN MÜZİK YAPTIĞI BİR DÖNEMDEYİZ”
31 yaşındaki müzikçi, Türk pop müziği hakkında ki fikirlerini şu sözlerle lisana getirdi:
Gerçekten çok karışık. Bundan 15-20 sene evvel televizyon kültürü vardı. Bir müziğin tuttuğunu nereden anlardık? Televizyonda bir müzik çok çıkıyorsa o müzik bizim için tutmuş demekti. Artık tüketim mecrası çok fazla, içerik çok fazla. Arabesk de pop sayılıyor, rap de pop sayılıyor. O yüzden şu an karmakarışık. ‘Bu senin için makus bir şey mi?’ dersen, benim için değil. Zira artık bir anda makus ve güzelin aslında ayırt edildiği ince çizgide, bir yandan da aslında herkesin başına nazaran müzik yaptığı bir devirdeyiz. Evvelden çıkan bir hit yapma haritası artık büsbütün yıkıldı. Birebir jenarasyonda olduğum bayan star arkadaşlarım İrem Derici, Simge, Aleyna Tilki, Derya Uluğ, Merve Özbey hepsi gerçek müzisyenler. Bizim jenerasyonumuzdaki herkesin kendine has nokta atışı olduğu ve bir numara olduğu yeri var. Bence benim olayım da sahnedeki repertuvarımla alakalı olabilir. Bunu ‘Daha düzgünüm, bir numarayım’ olarak söylemiyorum. Fark olarak söylüyorum. Birkaç lisan birden yabancı müzik seslendiriyorum. Bunu da bir farkım olarak söyleyebilirim.
“HAYALİNİ TERCİH ETME LÜKSÜ OLAN BİR İNSANDIM”
Ece Seçkin, “Hukukçu olmak varken popçu olmak?” sorusuna, “Tabii ki popçu olmak. Zira hukuk alanında ilerleseydim bugün popta olduğum kadar başarılı bir avukat olabilir miydim, bundan emin değilim. Popta olduğum kadar hırslı olur muydum, onu da bilmiyorum. Ben hayalini tercih eden, etme lüksü olan şanslı insanlardan biriydim. Sahne her şeyden daha ağır basıyor” cevabını verdi.
“SOSYAL MEDYA OLMASAYDI KEYFİM DAHA YERİNDE OLURDU”
Sosyal medyayı çok uygun kullanan isimler ortasında yer alan popçu, “Sosyal medya olmasaydı ne yapardın?” sorusunu, “Sosyal medya olmasaydı tahminen de keyfim daha yerinde olurdu. Aslında toplumsal medyayı âlâ kullanıyor olmamın sebebi benim yeniliğe ve yenilikçiliğe rahat ayak uyduruyor olmak. Toplumsal medya olmasaydı tahminen de daha hoş olurdu. Bundan 50 sene evvel bugünki pozisyonunda olan birisi olsam, keşke bir hayranım Instagram’a atmak için değil de hakikaten hatıra olsun diye benimle analog bir makineyle fotoğraf çektirse. O vakit farklı olurdu. O yüzden Instagram olmasaydı da hiçbir şey olmazdı” halinde cevapladı.
“TOPUKLU AYAKKABI İLE ÜLKÜ BOYA ULAŞIYORUM”
Ece Seçkin, geçtiğimiz günlerde Twitter’da uzunluğu ile ilgili bir tweet atan öğretmene karşılık vermiş, bu reaksiyon haberlere bahis olmuştu. Ünlü müzikçi, “Asla takılmıyorum. Kendiyle dalga geçmeyi bilen biriyimdir. Minyon olmanın hiçbir vakit dezavantajını görmedim, avantaja çevirmeyi düzgün bildim. O olayda benim reaksiyon vermenin sebebi bu tweeti bir eğitimcinin atmasıydı. Evvel inanamadım. Kendisi aslında küçük bir öğrencisiyle dalga geçiyor. Yalnızca uzunluğu ile ilgili değil, öteki hususlarla ilgili de dalga geçiyor. Benden örnekleme yaparak! Evvel düşündüm, boş verdim. Fakat kayıtsız kalamadım. Zira bir ilkokul öğrencisi ve bir öğretmenden bahsediyoruz. Reaksiyon olarak tweet atmamdaki en büyük sebep bir eğitimcinin bunu yapması oldu. Boyumun uzun olmasını istediğim üzere bir pay kapılmadım. Bunu giydiğim topuklu ayakkabılarla gerçekleştirebiliyorum” açıklamasını yaptı.
Takıntıları olduğunu itiraf eden Ece Seçkin, en büyük takıntısının paklık olduğunu söyledi: Bilhassa kendi alanım. Onun dışında da temizlikle alakalı takıntılarım var. Saç ve kıl görmeye tahammüllüm yok; lavaboda, yerde falan. Bunlar beni hayatta en çok delirten şeyler. İşimle ilgili de takıntılarım var. Başak burcuyum, başak meczupluğu de var üzerimde.
“ANNEM BİLE BANA ŞAŞIRIYOR”
Kendisini ‘zır deli’ diye tanımlayan müzikçi, “Her şeyim zır meczup, hiçbir şeyim olağan değil. Mesela ne vakit ne yapacağımı asla kestiremezsiniz. Beni çok uzun yıllar de tanısan kestiremezsin. Annem bile bana şaşırıyor” dedi.
“HIZLI TÜKETİME AYAK UYDURMAK ÇOK ZOR”
‘Sen Hala Ordasın’ ve ‘Güzelim’ isimli single çalışmalarını yaz aylarında müzikseverlerle buluşturan popçu, “Her şey değişiyor, çağ değişiyor. Yeniye ayak uydurma çağındayız. Tüketim inanılmaz süratli, bu süratli tüketime ayak uydurmak bizler içinde sıkıntı. Öncelikle buna ayak uydurmaya çalışıyorum. Evvelden yılda bir tane single yapardık, bir yıl boyunca o single dinlenirdi. Şu an o denli bir bahtımız yok. Şayet yeniye ve değişim çağına ayak uydurmak istiyorsak biraz daha süratli üretime geçmeliyiz” sözlerini kullandı.
“ÇOCUKKEN HAYALİNİ KURDUĞUM YERDEYİM”
Çocukluk hayalinin ne olduğunu anlatan Seçkin, “Bugün burada, bu sahnede, etrafında bir sürü insanın dolaştığı, şatafatlı kıyafetler giyen, saçları başları yapılan… Geçen gün makeup artistine şöyle bir laf söyledim; ‘Düşünebiliyor musun? Daima şey hayal ederdim. Starları gördüğümde kendi özel makeup artistleri var. Onlarla geziyorlar. Makeup artistleri de ünlü. Çocukken daima bunu düşünürdüm bu nasıl bir his? Orada olmak ne hissettirir’. Şu an çok şükür ki oradayım. Takımımda ki herkes için söylüyorum. En yeterli isimlerle çalışıyorum. Sahnedeyim. Benim tek bir hayalim vardı, o da buydu. Hayata karşı şükran doluyum” halinde konuştu.
“HERKESİN BAŞINA NAZARAN MÜZİK YAPTIĞI BİR DÖNEMDEYİZ”
31 yaşındaki müzikçi, Türk pop müziği hakkında ki fikirlerini şu sözlerle lisana getirdi:
Gerçekten çok karışık. Bundan 15-20 sene evvel televizyon kültürü vardı. Bir müziğin tuttuğunu nereden anlardık? Televizyonda bir müzik çok çıkıyorsa o müzik bizim için tutmuş demekti. Artık tüketim mecrası çok fazla, içerik çok fazla. Arabesk de pop sayılıyor, rap de pop sayılıyor. O yüzden şu an karmakarışık. ‘Bu senin için makus bir şey mi?’ dersen, benim için değil. Zira artık bir anda makus ve güzelin aslında ayırt edildiği ince çizgide, bir yandan da aslında herkesin başına nazaran müzik yaptığı bir devirdeyiz. Evvelden çıkan bir hit yapma haritası artık büsbütün yıkıldı. Birebir jenarasyonda olduğum bayan star arkadaşlarım İrem Derici, Simge, Aleyna Tilki, Derya Uluğ, Merve Özbey hepsi gerçek müzisyenler. Bizim jenerasyonumuzdaki herkesin kendine has nokta atışı olduğu ve bir numara olduğu yeri var. Bence benim olayım da sahnedeki repertuvarımla alakalı olabilir. Bunu ‘Daha düzgünüm, bir numarayım’ olarak söylemiyorum. Fark olarak söylüyorum. Birkaç lisan birden yabancı müzik seslendiriyorum. Bunu da bir farkım olarak söyleyebilirim.
“HAYALİNİ TERCİH ETME LÜKSÜ OLAN BİR İNSANDIM”
Ece Seçkin, “Hukukçu olmak varken popçu olmak?” sorusuna, “Tabii ki popçu olmak. Zira hukuk alanında ilerleseydim bugün popta olduğum kadar başarılı bir avukat olabilir miydim, bundan emin değilim. Popta olduğum kadar hırslı olur muydum, onu da bilmiyorum. Ben hayalini tercih eden, etme lüksü olan şanslı insanlardan biriydim. Sahne her şeyden daha ağır basıyor” cevabını verdi.
“SOSYAL MEDYA OLMASAYDI KEYFİM DAHA YERİNDE OLURDU”
Sosyal medyayı çok uygun kullanan isimler ortasında yer alan popçu, “Sosyal medya olmasaydı ne yapardın?” sorusunu, “Sosyal medya olmasaydı tahminen de keyfim daha yerinde olurdu. Aslında toplumsal medyayı âlâ kullanıyor olmamın sebebi benim yeniliğe ve yenilikçiliğe rahat ayak uyduruyor olmak. Toplumsal medya olmasaydı tahminen de daha hoş olurdu. Bundan 50 sene evvel bugünki pozisyonunda olan birisi olsam, keşke bir hayranım Instagram’a atmak için değil de hakikaten hatıra olsun diye benimle analog bir makineyle fotoğraf çektirse. O vakit farklı olurdu. O yüzden Instagram olmasaydı da hiçbir şey olmazdı” halinde cevapladı.
“TOPUKLU AYAKKABI İLE ÜLKÜ BOYA ULAŞIYORUM”
Ece Seçkin, geçtiğimiz günlerde Twitter’da uzunluğu ile ilgili bir tweet atan öğretmene karşılık vermiş, bu reaksiyon haberlere bahis olmuştu. Ünlü müzikçi, “Asla takılmıyorum. Kendiyle dalga geçmeyi bilen biriyimdir. Minyon olmanın hiçbir vakit dezavantajını görmedim, avantaja çevirmeyi düzgün bildim. O olayda benim reaksiyon vermenin sebebi bu tweeti bir eğitimcinin atmasıydı. Evvel inanamadım. Kendisi aslında küçük bir öğrencisiyle dalga geçiyor. Yalnızca uzunluğu ile ilgili değil, öteki hususlarla ilgili de dalga geçiyor. Benden örnekleme yaparak! Evvel düşündüm, boş verdim. Fakat kayıtsız kalamadım. Zira bir ilkokul öğrencisi ve bir öğretmenden bahsediyoruz. Reaksiyon olarak tweet atmamdaki en büyük sebep bir eğitimcinin bunu yapması oldu. Boyumun uzun olmasını istediğim üzere bir pay kapılmadım. Bunu giydiğim topuklu ayakkabılarla gerçekleştirebiliyorum” açıklamasını yaptı.
