İşte Bakan Soylu’nun açıklamalarından öne çıkanlar…
Göç başladığı andan itibaren dünyadaki bütün otoriteler Türkiye’nin aldığı önlemleri, kampları, insani yardım önlemlerini öve öve bitiremediler. Türkiye, hudut ötesinde yaptıklarından hudut içinde yaptıklarına kadar bütün dünyaya örnek bir anlayışın altına imza attı.
Psikolojik harekatlar yapmaz, yaptırır. Hiç bunu aklınızdan çıkarmayın. Bir doğruyu, yanlışa evirmeye çalışır. Ruhsal harekatın merkezi dünyada batıdır ve ABD’dir. Bunu başarılı bir biçimde yıllarca yapmışlardır. Bunu muvaffakiyetle yönetmişlerdir. Kendi elinizle yıllarca yaptığınızı döner ‘Biz yanlış yapmışız’ deyip öbür türlü yaptırmak isterler. Biz burada 11 yıldır haset ettikleri bir şeyi yaptığımız için, biz insanlık ayıbı yapmadığımız için, onlar üzere sömürmediğimiz için bizden uygunluğun intikamını almaya çalışıyorlar. Bu oyuna düşmemeliyiz. Biz bugünün milleti değil, 1000 yıldır bu coğrafyadayız. Binlerce yıldır inancı, medeniyeti, yanlışsız ve yanlış ayırması olan bir milletin evlatlarıyız ve biz binlerce yıl bu coğrafyada kalacağız.
“BİZDE YABANCI DÜŞMANLIĞI ÜZERE BİR KAVRAM YOKTUR”
Biz bir tarih düzeltiyoruz, kimse yanlış anlamasın. Etrafımızdaki coğrafyayla ‘mış gibi’ bir ilgi kuruyor değiliz. İnanç bağlarımızın şuuru içinde gelecek kuşaklarımıza büyük bir miras bırakıyoruz. Bunu yapmaya devam edeceğiz. Karşı karşıya kaldığımız sıkıntıyı ‘Biz nasıl bir işin içine düştük’ telaşıyla insanlığa karşı yapabileceğimiz bir yanlışa evirmeye çalışanlara müsaade etmemeliyiz. Bu büyük millet dünyanın bugüne kadar yapamadığı bir işi başarmış ve becermiştir. Her şeyin para olmadığını, maddi zenginlik olmadığını, birçok sıkıntının üstünden gelinebileceğini ortaya koymuştur. Gelecek kuşaklarımıza güçlü bir karakter daha bırakıyoruz. Ters-düz edilmeye çalışılan bir anlayışı, komşuluk, kültür anlayışını gelecek kuşaklarımıza yüzü ak bir biçimde, tam da tarihimize yakışır bir halde bırakmaya çalışıyoruz. Sakın bir tezgahın içine düşüp de tasayla, çabukla, yaptığımız doğruları yanlış üzere hissettirenlere prim vermemeliyiz. Bizde yabancı düşmanlığı üzere bir kavram yoktur. Batıda vardır lakin bizde yoktur.
“BU OYUNA DÜŞMEMELİYİZ”
Komşusu açken, tok yatanı sorgulayan bir inancın mensuplarıyız. Birileri kendi değerlerimizden bizi koparmaya çalışabilirler, bunu seçim materyali olarak kullanabilirler, bu oyuna düşmemeliyiz.
Önümüzdeki süreçlerde diğer hangi krizlerle ve göçlerle karşılaşacağımızı da bilmiyoruz. Türkiye olarak göç idaresini temelde 3 sac ayağı üzerine kurguladık. Bunların da kendi içlerinde alt başlıkları var. ABD Trump periyodunda toplam 725 kilometre hudut duvarı inşa edebildi. Biz ise çok daha sıkıntı bir coğrafyada 1028 kilometre duvar inşa ettik. Toplam hudut güvenlik duvar uzunluğumuz 1316 kilometre olacak.
KAÇAK GÖÇMENLERLE İLGİLİ 2 YENİ ADIM
Taksilerle vilayet dışına yabancı yolcu taşınması halinde taksicilere seyahat evraklarının denetimi hükümlülüğünü getiriyoruz. Kaçak göçmeni bir vilayetten bir ile taşımaya kimse aracılık etmesin. Onun için bu türlü bir yükümlülüğü bugün itibariyle getiriyoruz. Otobüsle zati bilet alırken bu türlü bir yükümlülük kelam konusu. Buna uymayanlara cezaların kesilmesine dair talimat veriyoruz. Bilerek taşıyorsa insan kaçakçılığına girer, tıpkı vakitte idari para cezasına girer.
Kamyon parklarına, TIR parklarına kamera sistemlerini kurmayı önlem olarak getiriyoruz. Kimi TIR’ların ardında taşınıyorlar ve ‘Haberim yok’ deniyor. Bununla çaba için de önlem getiriyoruz.
11 yıl içinde dünyanın takdirini kazandığımız aşikardır. Kamplarından barınma merkezlerine kadar tüm dünya yırtıcı kapitalizme teslim olmuşken, Türkiye’nin komşuya sahip çıkması Batı tarafından kıskanılmıştır.
