Bilim Konseyi Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, bağışıklık sistemi bozukluğu alerjinin, bilhassa bahar ve yaz aylarında hayat kalitesini düşüren tepkilere neden olabildiğini belirterek teneffüs yolu alerjilerinin tedavi edilebilir olduğuna dikkat çekti.
Mevsimsel alerjinin soğuk algınlığı ve üst teneffüs enfeksiyonları ile karıştırıldığını kaydeden Özlü, hakikat ve vaktinde tedavinin değerini belirtip, “Bahar ve yaz mevsimi ile birlikte teneffüs yolu alerjileri olan bireylerde çabucak yakınmalar ağır bir biçimde başladı. Bu orta pek çok alerjili hastamız başvuruyor. Genelde teneffüs yolu alerjileri hapşırma, burunda kaşıntı, burun akıntısı, burunda tıkanma, geniz akıntısı ve öksürük yakınmaları ile geliyorlar. Astım hastalığı da buna katılmışsa nefes darlığı, hırıltı, inatçı öksürükler oluyor. Gün uzunluğu devam eden arka arda nöbetler halinde çok sayıda hapşırmalar olabiliyor. İnanılmaz derecede ömür kalitesini bozan şikayetler oluyor. Bazen gece uyku uyutmuyor bu hapşırma ve öksürmeler. Hastalar zorlanıyorlar. Polenlerin bilhassa burada tesiri çok fazla. Bahar ve yaz mevsiminde polen yükü artıyor ve değişiyor. İklim de tesirli oluyor tabi. Sıcaklar, nem ve gibisi başka değişimlerde bu polenlerden bizim etkilenmemizi sağlıyor. Açık havada daha çok vakit geçiriyoruz. Bu da daha çok polen maruzuna yol açabiliyor. Bu alerjik semptomlar ve alerjik hastalıklar artık günümüzde tedavi ile büsbütün önlenebilir” dedi.
‘TEDAVİDEN KAÇMAYA GEREK YOK’
Tedavi süreci ve alerjik durumdan korunmanın mümkün olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özlü, “Eğer mevsimsel bir alerji varsa aslında bu semptomların başlamasından evvel tedaviye başlayıp bu mevsim boyunca nizamlı ilaç kullanmak gerekiyor ve mevsim bittiğinde yeniden tedavi kesilebiliyor. Ancak mevsimsel değil yıl uzunluğu devam eden bir alerjik yapı kelam konusu ise o vakit da daima bir tedavi gerekebilir. Her ne olursa olsun kişi yapısına nazaran, şikayetlerine nazaran ferdi tedaviler ile bu sorunu çözebilir, çözmek mümkün bunu. Korunmak değerli. Mümkün olduğu kadar alerji testleri yapılarak neye alerjisi var bu tespit edilebilir ve buna dönük olarak da kimi önlemler alınabilir. Bu hususta yakınmaları olan şahısların göğüs hastalıkları uzmanı ya da alerji uzmanına başvururlarsa kendilerine yardımcı olacaklardır. Bu mevsimi de pek rahat konforlu hayattan ödün vermeden atlatmaları mümkün. Alerjik hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçların kimi kıymetli yan tesirleri vardı evvelden ve bundan ötürü hastalarımız bu ilaçlara çok kullanma konusunda istekli olmaya biliyorlardı. İşte uyku, uyuşukluk, iştah artışı üzere birtakım istenmeyen tesirler bu ilaçların kimilerinde olabiliyordu. Fakat günümüzde artık bu çeşit yan tesirler de büyük oranda azaltılmış durumda. Daha inançlı daha tesirli ilaçlar var. Münasebetiyle bu tedaviden kaçmaya gerek yok bu zahmeti çekmeye gerek yok” diye konuştu.
‘AĞIR KLİNİK TABLOLAR GELİŞEBİLİYOR’
Ertelenen tedavinin hastalıklara davetiye çıkardığını söyleyen Özlü, “Alerjik hastalıklar bir ortada görülebilir evvel biri başlayıp sonra oburu buna eklenebilir. Mesela alerjik nezlesi biçiminde başlayıp sonra bunu astım eklenebilir yahut ürtiker üzere deri ile ilgili alerjiler eklenebilir. Alerjik göz objesi buna eklenebilir. Şahıstan bireye, ortama nazaran, hayat haline nazaran değişiyor bunlar. Yanlışsız tedaviyle tümünü denetim altına almak mümkün. Yoksa giderek daha da külfetli durumlar, ağır klinik tablolar gelişebiliyor. Komplikasyonlar ortaya çıkabiliyor. Dikkat etmek lazım. Bunların birçok da maalesef alerji değil de güya enfeksiyon üzere tedavi ediliyor. Hastalarda ben üşüttüm, nezle oldum, grip olduğunu zannedip antibiyotikler alıyorlar, öksürük şurupları kullanıyorlar. Bunlar süreksiz bir müddet tahminen bir kısmı yarar sağlayabiliyor lakin sorunu çözmüyor. Yani bütün olarak bakıldığında kalıcı denetim altına alacağı bir tedavi sağlamıyor. Yalnızca süreksiz bir tedavi rahatlatıcı bir tedavi oluyor. Onun için bu türlü ezbere ilaçları da çok kullanmamak lazım. Öncelikle hastalığın teşhis edilmesi lazım” dedi.
