Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Dış siyasetimizi belirlerken tarih ve medeniyetimizin getirdiği sorumlulukla hareket ediyoruz. Gücümüzü de biliyoruz, sorumluluğumuzun ne olduğunu da çok güzel biliyoruz. Suriye’de, Libya’da, Irak’ta, Kafkaslarda, Balkanlarda, Orta Doğu’da ve hatta uzak coğrafyalarda zalime Yavuz, mazluma ise Yunus oluyoruz” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, üniversitede düzenlenen “Girişimci ve İnsani Türk Dış Politikası” konferansına katılmak üzere Bingöl’e geldi. Üniversite Recep Tayyip Erdoğan Kongre Merkezinde başlayan konferansa Bakan Çavuşoğlu’nun yanı sıra TBMM Plan ve Bütçe Kurul Lideri Cevdet Yılmaz, Vali Kadir Ekinci, AK Parti Milletvekili Feyzi Berdibek, Belediye Lideri Erdal Arıkan, kurum amirleri ve vatandaşlar katıldı.
“Türkiye bölgesel gücünü arttıran bir ülke oldu”
Türkiye’nin global bir aktör haline geldiğini aktaran Bakan Çavuşoğlu, “Ülkemizin, milletimizin büyük bir tarihi medeniyeti olduğunu unutmayalım. Attığımız her adımda tarihimizden ilham alalım. Coğrafyamıza bakın, bulunduğumuz yerde 3 ana kıtanın tam merkezindeyiz. Karadeniz ülkesiyiz, Balkan ülkesiyiz, Ortadoğu ülkesiyiz, Akdeniz, Kafkasya birebir biçimde Afrika’ya uzanan tam merkezdeyiz. Hasebiyle bu türlü bir merkezde çok güçlü olmamız gerekiyor. Dünyadaki çatışmaların, sıkıntıların, krizlerin yüzde 60’ı da bizim coğrafyamızda. Direkt bizi ilgilendiren çatışmalar. Tüm zorluklara karşın hatta bu zorlukların bize öğrettikleriyle birlikte Türkiye bölgesel gücünü arttıran bir ülke oldu, global bir aktör haline geldi” diye konuştu.
“Büyük ülkenin yükü de büyük olur”
Türkiye’nin birçok bölgede kendisini göstermesi gerektiğinin altını çizen Bakan Çavuşoğlu, “Büyük ülkenin yükü de büyük olur. Nasıl deriz, ‘Allah herkese kaldırabileceği kadar yük verir.’ Şayet büyük ülkeysek beklenti de çok sorumluluk da çok. Münasebetiyle yükümüz ağırdır ve bunun üstesinden gelmemiz lazım. Bugün Türkiye’nin Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya, Karadeniz, Ortadoğu, Afrika üzere bölgelerde ben de varım demesi aslında kaide. Bunu görmezden gelme lüksümüz yok bizim. Olmalıyız ve daha da güçlü olacağız inşallah” biçiminde konuştu.
Dünyadaki gelişmelerin gerisinde kalınmaması gerektiğini de vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, şu tabirleri kullandı:
“Hamdolsun Türkiye dünya haritasında tartı merkezine dönüştüğü bir ülke haline geldi. Birçok kıymetli kararlar artık burada şekilleniyor. Diplomasi yalnızca muhakkak bir zümrenin, siyasetçinin ve diplomatik işi olmaktan çıktı. Madem dış siyaset çok katmanlı, madem Türkiye Cumhuriyeti’nin dış siyaseti çok istikametli, madem bir tek başımıza diplomatlar olarak yetemiyoruz, o vakit dış siyasetin içindeki aktörleri arttırmamız lazım. Parlamenterler, birebir formda iş insanımız, sivil toplum örgütlerimiz, öğrencimiz, üniversitelerimiz, belediyelerimiz hepsiyle bir arada, dış siyasetimizi başka bakanlıklarla birlikte uyumlu bir halde yürütüyoruz. Savaş tabiri var topyekûn savaş diye. Bu ne demek? Tüm imkânlarıyla bir devletin, bir milletin savaşın içine girmesi demek. Tıpkı iki tane yaşanan dünya savaşında olduğu üzere. Biz de artık diyoruz ki diplomaside topyekun diploması diyoruz. Zira dünyadaki gelişmelerin gerisinde kalamayız.”
“Barış için en çok gayret gösteren ülke Türkiye”
Rusya-Ukrayna savaşında barış için en çok gayret gösteren ülkenin Türkiye olduğunu söz eden Bakan Çavuşoğlu, “Her ülke güç ögeleriyle olduğu kadar irade ve dayanıklılığıyla da sınanıyor. Ne kadar iradesi var, ne kadar güçlü? Global salgın bitti, Ukrayna savaşı başladı. Hem besinde hem güçte önemli krizler var. Bu krizler giderek derinleşmeye başladı. Global ekonomik sakinlik maalesef her yerde hissedilmeye başlandı. Krizler yalnızca bölgelerinde değil, binlerce kilometre ötede de tesirlerini hissettiriyor. Buna da uzmanlar kelebek tesiri diyor. Mesela Ukrayna krizi Afrika’da açlığa, Avrupa’da göç krizine, Latin Amerika’da ise üretim krizine yol açtı. Dolasıyla bir yerde yaşanan bir krizde herkes etkilenir. Bu savaşın uzamasını isteyenler var maalesef. ‘Neden uzamasını istiyorsunuz?’ diye soruyoruz, ‘Rusya’nın zayıflaması lazım’ diyor. ‘Rusya’ya bedel ödetmemiz lazım’ diyor. Tamam Rusya’nın yaptığı yanlış. Biz doğruya yanlışsız, yanlışa yanlış diyoruz. O yüzden de zati hürmet görüyoruz. Savaşın uzamasının bedelini kim ödüyor? Dost Ukrayna halkı ödüyor. Canlarıyla, mallarıyla ödüyor. Her gün toprakları bir bir gidiyor. Biz, bu savaşın uzamasını isteyen ülkelere başından söyledik bunu, ‘Ukrayna için bölge için bedeli ağır olur, bir an evvel ateşkes ondan sonra masada tahlili aramamız lazım’ diye. Onun için barış için en çok gayret gösteren ülke Türkiye” dedi.
“Yakın ve uzak coğrafyalarda bizim varlığımız mutlaka tesadüf değildir”
Dış politikayı belirlerken tarih ve medeniyetin getirdiği sorumlulukla hareket ettiklerini bildiren Bakan Çavuşoğlu, “Gücümüzü de biliyoruz, sorumluluğumuzun ne olduğunu da çok düzgün biliyoruz. Suriye’de, Libya’da, Irak’ta, Kafkaslarda, Balkanlarda, Orta Doğu’da ve hatta uzak coğrafyalarda zalime Yavuz, mazluma ise Yunus oluyoruz. Yakın ve uzak coğrafyalarda bizim varlığımız mutlaka tesadüf değildir. Milletimizin ve mazlumun hakkını savunuyoruz, hakkını arıyoruz. Yeri geldiğinde oyun kurucu oluyoruz, yeri geldiğinde Türkiye’ye karşı kurulan oyunları bozan ülke oluyoruz, bozan millet oluyoruz. Başta savunma sanayi olmak üzere her alanda kapasitemizi güçlendiriyoruz. Bugün İHA’larımız, SİHA’larımız dünya markası oldu. Etkin firmalarımız, kamu ve özel firmalarımız gelen talepleri karşılayamaz oldu. Nasıl oldu da Türkiye bu noktalara geldi şaşırıp kalıyorlar” diye konuştu.
