Son yıllarda dünya genelinde çok hava olayları yaşanıyor.
Mevsim normalleri üzerinde seyreden sıcak hava, uzun süren kuraklık ve çok yağışlar.
Çok hava olaylarının daha sık meydana gelmesindeki en büyük etken, iklim değişikliği. Fakat, sel ve toprak kayması üzere tabiat olaylarının afete dönüşmesi, insan kaynaklı.
Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Gülen Güllü artan yağışları kıymetlendirdi.
“Aslında çok fazla yağış bir bölgeye düştüğünde sele dönüşme potansiyeli yüksektir. Çok eski devirlerden beri bu tip yağışlar sele neden olabilirler. Lakin sizin sel olabilecek bir taşkın yatağına yerleşim yapmanız durumunda bu bir afete dönüşür. Olağanda şayet o taşkın yatağında bir yerleşiminiz yoksa sel olup olağanda akıp gidecek olan bir yağışı siz, insan vefatına, ekonomik ziyana neden olabilecek bir afete dönüştürme durumunda olabilirsiniz.”
“DOĞA KENDİNİ KENDİNİ YENİLEME VE ÇABA ETME KAPASİTESİNE SAHİP”
Prof. Dr. Gülen Güllü, tabiatın kendi ritmini bozan müdahalenin insan kaynaklı olduğu konusunda uyarıyor.
“Doğa, beşerden çok daha güçlü. Bir selin önüne durabilmek, oluştuğu vakit mümkün değil ya da bir kıyı erozyonunu, sizin insan uğraşıyla önleyebilmeniz çok yüksek maliyetler getiren yatırımlar gerektiriyor. Tabiat kendi kendini yenileme ve uğraş etme kapasitesine sahip. Bunu bozan aslında insan yapıları.”
Pekala afete dönüşen tabiat olaylarının şiddetini azaltmak için ne yapılmalı?
“Doğadaki tahlilleri kendi kentleşmemizde kullanmak en kolay yapmamız gereken şeylerden biri. Bunu da taşkın yataklarına yerleşim yapmamakla, bol yeşillendirilmiş kentler inşa ederek, boş tarım topraklarını ya da boş topraklarını yeşillendirerek bitki örtüsüne kavuşturarak, bu tip tabiat tabanlı tahlillerle iklim değişikliğine ahengi sağlamak, değişen hava olaylarına karşı daha güçlü kentleri sağlayarak yapabiliriz.”
Uzmanlar, mevcut durumda iklim değişikliğinin giderek tesirini artıracağına dikkati çekiyor.
