Polonya’nın Katowice kentinde düzenlenen 11. Dünya Kentleri Forumu için Polonya’ya gelen Türkiye Belediyeler Birliği Lideri ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Lideri Fatma Şahin, bugün Krakow’daki Rakowicki mezarlığında şehitlerin mezarını ziyaret etti. Daha sonra Krakow’daki Türkiye Fahri Konsolosluğu’nda Türk vatandaşlarıyla bir ortaya gelen Şahin, dünyada artık kas devrinin son bulduğunu ve baş devrinin başladığını lisana getirdi. Polonya’daki Türk vatandaşlarıyla gurur duyduğunu lisana getiren Şahin, “İnşallah bu genç beyinlerle ve bu yatırımcı güçle bunu daha âlâ yapacağımıza inanıyorum” dedi.
“ARTIK KALKINMA YERELDE BAŞLIYOR”
Polonya’da bulunma sebeplerini anlatan Şahin, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Artık kalkınma yerelde başlıyor. Demokrasi yerelde başlıyor. Lakin artık kendini ne kadar anlatabilirsen o kadar başarılısın. Globalleşme, sonların kalktığı bir noktada Paris Belediye Liderinin, Bochum Belediye Liderinin lisanıyla, Berlin Belediye Liderin lisanıyla, Londra Belediye Liderinin lisanıyla konuşamazsak, artık kentler yarışıyor. Bu rekabeti yönetemeyiz. Dünya nereye gidiyor? Kent ekonomilerinde durum ne? Hangi terminolojiler üzerinden ne yapmak gerekiyor? Dış bağlar ünitemizi o yüzden çok kuvvetli kurduk ve bunun şöyle bir yararını gördük. Dünyada yaşanan o kaosta baktığınız vakit Cumhurbaşkanlığımız liderliğinde ülkeyi ateş çemberi dışında tutmaya çalışıyorsunuz, dünyanın 10. iktisadı olmaya çalışıyorsunuz ancak bizim tabanımızda koca bir savaş var. Bu savaşa karşı dirençli durmanız lazım. Bir taraftan OECD kentleri içerisinde şampiyon kentler kategorisine davet edilmemiz gerekiyor, bir taraftan bugün anlatacağımız yeşil kent olmamız gerekiyor. Bu kaosun içerisinde olumlu gündem belirlemek, dünyaya entegre olup o lisanı konuşmak ve daha da mühimi ben daima anlatıyorum. OECD şampiyon kentler kategorisine davet edildiğimizde Paris’te, Paris Belediye Lideri açılış konuşmasında dedi ki, ‘Dünya büyük bir kaos ve kaotik ortamdan geçiyor. Biz dedi ne yapacağımızı bilemiyoruz.’ Sonradan da aslında Macron’un karşısında aday oldu hanımefendi. ‘Biz’ dedi, ‘Gaziantep modelini dinlemek istiyoruz. Gaziantep yüzde 20 mülteci ile 10 yıldır yaşıyor, bir taraftan büyüyor. Türkiye ne kadar büyürse, iki katı büyüyor. O yüzden bunu nasıl başardığını bize anlatmasını istiyoruz’ dedi. O vakit o açılış konuşması esasen her şeyin düzgün yönetilebildiğini ve bunun bilhassa bağlantı boyutunun, dış bağlantılar boyutunun hakikat modellendiğini bize gösteriyor.”
“GÖÇE NEDEN OLAN DURUMLARIN KALDIRILMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”
Şahin, katıldığı “İnsani Kalkınma ve Barışın Tesisi” başlıklı forumda ise, “Sürdürülebilirlik burada çok değerli. Biz acili yönettik. Fakat uzun soluklu sürdürülebilirlik konusunun ben göçün bir sonuç olduğunu, insanların gözetici, önleyici önlemle mecburî göç etmemesi gerektiğini, kendi vatanında istekli kalması gerektiğini, göçe neden olan konumların kaldırılması gerektiğini düşünüyorum. BM’nin, AB’nin, o büyük kuruluşların kurulma nedeni aslında savaşı önlemek, yoksulluğu önlemek, toplumsal adaleti ve barışı sağlamak.
Ama maalesef Halep’in çocukları öldüğünde gereğince hassasiyet göstermeyen dünya, bugün Kiev’in çocukları öldüğünde, bugün Polonya’nın yaşadığı şeyi biz 10 yıldır yaşadığımızda, empati yaptığında artık bu problemin bir bölge, bir renk, bir cinsiyet sıkıntısı olmadığını, insani bir bakış gerektiğini ve savaşların durdurulması gerektiğini anlıyoruz. Milletlerarası toplum neden savaşı durduramıyor” tabirlerini kullandı.
“KAYBEDECEK BİR ŞEYİ OLMAYAN İNSAN TERÖRİZE OLUR”
Yakın vakitte iklim krizinin başlayabileceğini kelamlarına ekleyen Fatma Şahin, “Kaybedecek bir şeyi olmayan insan terörize olur, radikalleşir.
Dolayısıyla biz bu mevcut dünyada gezegeni korurken, biraz evvel tekrar Sunata’nın söylemiş olduğu insan sermayesini güçlendirme dediğimiz şeyi öncelememiz gerekiyor ancak insanların evvel göç etmemesi gerektiğine bakmalıyız. Bu çok daha ucuz, çok daha kolay ancak bunun için büyük bir liderlik gerekiyor. Milletlerarası toplumun çok daha net durması gerekiyor, insani bakış gerekiyor. Gerçekten çok üzülüyorum. Bir damla petrolün bir damla kandan daha değerli olduğu bir dünya sürdürülemez. Evvel bizim kendi zihinsel kodlarımızı, yöneticilerin, başkanların çok net bir biçimde ortaya koyması gerekiyor. Bu çok kıymetli. İkincisi bunu beceremiyoruz. Geldiğimiz noktada elimizde bir ateş topu var ve bunu yönetmemiz gerekiyor. Finansal dayanak çok önemli lakin finansal dayanaktan biz milletlerarası alanda bütün kuruluşlarla çok düzgün çalışıyoruz. Verimlilik sorunu var, güzel niyet sorunu yok. Herkes elinden geleni yapıyor” açıklamasını yaptı.
