Filistin Esirler Cemiyeti Lideri Kaddura Faris, işgal altındaki Batı Şeria’nın Ramallah kentindeki Ofer Cezaevi yakınında bir basın toplantısı düzenledi.
Ofer Cezaevi’nde Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) mensubu 30 Filistinlinin, “idari tutukluluk” uygulamasını ve tutukluluk müddetlerinin tekraren uzatılmasını protesto etmek için süresiz açlık grevine başladığını duyuran Faris, kelam konusu tutukluların ortak yazılı açıklamasını okudu.
Açıklamada, “Hayata tutunmak için, devam eden gayretimiz kapsamında açlık grevine başlıyoruz. Gayretimiz, idari tutukluluk siyasetine karşı. Bu uğraşa tüm idari tutukluların katılmasını temenni ediyoruz.” sözleri kullanıldı.
Faris ayrıyeten, grevlerle eş vakitli olarak Filistinli tutukluların temsilcilerinin de İsrail Hapishaneler Yönetimi’yle görüşmeler yürüttüğünü aktardı. Faris, “İsrailli yetkililer, esirlerin taleplerine yanıt verilmesi için grevin 28 Eylül Çarşamba gününe kadar ertelenmesini talep etti. Fakat esirler, grev esnasında da karşılık verilebileceğini ilettiler.” dedi.
Aynı basın toplantısında konuşan Filistin Esir İşleri Heyeti Lideri Kadri Ebubekir de bu grevin sadece kelam konusu grevi yapan tutukluların taleplerinin gerçekleşmesi için bir araç olmadığını, tüm tutukluların talepleri için bir sonuca ve mutabakata varılmasını temenni ettiğini söyledi.
Ebubekir, 29 Eylül’de yeni grevlere başlanacağını, sayının 50’yi bulabileceğini söz etti.
İdari tutukluluk uygulaması, İsrail’in, işgal ettiği topraklardaki Filistinlileri, hiçbir suçlama yöneltilmeksizin tutuklaması manasına geliyor.
İngiliz sömürge periyodundaki İnanılmaz Hal Maddesi’nden uyarlanan İsrail askeri kanunları, tutuklanan kişinin hakkındaki suçlamayı ya da bununla ilgili kanıtları “güvenlik” gerekçesiyle öğrenemediği “idari tutukluluk” uygulamasını içeriyor.
Filistinliler, haklarındaki suçlamayı öğrenemeden ve kendilerini savunma hakkından yoksun biçimde 6 aya kadar mahpusa atılabiliyor. Bu mühletten sonra askeri mahkemeye sevk edilen fakat suçlamadan habersiz bir Filistinlinin tutukluluk müddeti 5 yıla kadar tekraren uzatılabiliyor.
İsrail ordusu, iç istihbarat teşkilatı Şabak (Şin-Bet) ile iş birliği halinde, işgal altındaki Batı Şeria’da “ileride kabahat işleyebileceği” gerekçesiyle Filistinlileri idari tutuklu olarak gözaltına alabiliyor. Gözaltındaki Filistinliler, 8 gün içinde askeri mahkemeye çıkartılıyor.
Ancak burada tutuklu Filistinli yahut avukatı, askeri savcının mahkemeye sunduğu tutuklama münasebetini, bununla ilgili kanıtları “güvenliğe ziyan verebileceği” gerekçesiyle öğrenemiyor. Bu nedenle bir yargı süreci ya da savunma mümkün değil.
İsrailli insan hakları örgütlerine nazaran, askeri mahkemeler, tutuklanan bireylere yönelik kararlarda “otomatik onay mercileri” halinde hareket ediyor.
İnsan haklarına karşıt bu uygulama, İsrailli ve Filistinli insan hakları örgütlerinin yanı sıra milletlerarası kuruluşlar tarafından da ağır biçimde eleştiriliyor.
