Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyine (BMİHK) bağlı Libya üzerine Bağımsız Eksper Heyeti, Libya’da çatışan tarafların savaş kabahati ve insan hak ihlallerinde bulunduğuna dair yeni dokümanlar elde etti.
Heyetin lideri Muhammed Avcar ve insan hakları uzmanları tarafından hazırlanan raporda, Libya’daki insan hakları durumuna dair elde edilen bulgular paylaşıldı.
Ülke genelinde istismara uğrayan 103 mağdurla yapılmış mülakattan elde edilen bilgilerin aktarıldığı raporda, Libya’da memleketler arası insan hakları hukukunun temin edilmesi için ilgili yetkililerle de görüşüldüğü bildirildi.
Raporda yer alan bulgularda, taraflar ortası çatışmalarda sivillerin direkt amaç alınması, keyfi tutuklama, sivillerin kayıplara karışması, cinsiyet temelli atak ve azap üzere hak ihlalleri yapıldığı kaydedildi.
Bunun yanı sıra gazeteciler, insan hakları savunucuları, sivil toplum kuruluş çalışanları ve azınlıklara da kovuşturma ve şiddet üzere uygulamalarda bulunulduğu söz edildi.
Raporda Libya’nın doğusu ve batısında gayriresmi 27 gözaltı merkezi bulunduğu da saptandı. Bu merkezlerde halihazırda tutulan ve daha evvel tutulmuş 90 şahısla yapılan görüşmeler sonucu, 2016’dan bu yana gözaltındakilerin cinayet ve azaba maruz kaldıkları aktarıldı.
LİBYALI YETKİLİLERE SORUŞTURMA ÇAĞRISI
Heyet Lideri Avcar, yayımlanan raporda Libya’da insan haklarına yönelik önemli oranda yeni ihlaller tespit ettiklerini belirterek, “Heyet olarak milletlerarası topluluğa, Libya’daki ilgili yetkilileri, kelam konusu hak ihlallerine dair milletlerarası standartlar uyarınca acil soruşturma başlatmaya ve sorumluları kovuşturmaya çağırıyoruz.” tabirini kullandı.
Avcar, “Heyetin insan hak ihlallerine dair yaptığı yeni araştırmalar, mevcut durumu düzeltici önlemlerin alınması gerektiğine işaret etmektedir. Libya’daki mağdurlar, adalet ve telafi arama hakkına sahip olmalıdır.” değerlendirmesini yaptı.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Libya’daki hapishane ve gayriesmi gözaltı merkezinde 12 binden fazla kişinin tutulduğunu ve binlercesinin de yasa dışı ve ekseriyetle “insanlık dışı şartlarda silahlı kümeler tarafından denetim edilen yahut zımnî tesislerde alıkonulduğunu” açıklamıştı.
