İSTANBUL İHA, DHA – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, evvelce vatandaşımızın teşhis ve tedavi için yurt dışına gittiklerini, artık ise dünyanın dört bir yanından tıpkı hedefle sayıları milyonu bulan insanın ülkemize geldiğini, sıhhat turizminde önümüzdeki yıl 10 milyar dolarlık gelir hedeflendiğini açıkladı.
Erdoğan dün Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Kampüsü’nde Kandilli Bilim Teknoloji ve Araştırma Binası açılış merasiminde özetle şu bildirileri verdi:
DERİN TEKNOLOJİ ÜSSÜ: Bu merkez üretilen bilgiyi teknolojiye dönüştürerek ülkemize güç katacaktır. Derin teknoloji üssünde yer alan altyapıların bir kısmı Sanayi Ve Teknoloji Bakanlığımızın dayanağıyla kurulmuştur. Mesela bunlardan biri biyoyakıttan besin desteğine, hayvan yeminden gübreye kadar pek çok alanda uygulama imkanı olan ülkemizin fosil yakıtlara bağımlılığını azaltacak çalışmalardır. Sıfır atık gayesine de takviye verecek doğal kaynakların faal kullanımına yönelik çalışmalar bu ünitede yürütülecektir.
DESTEK LABORATUVARLARI PROJESİ: Desteklenen bir başka çalışma da sıhhat kesimine yönelik ilaç, aşı, tıbbi aygıt üretimi yapan KOBİ’lere yönelik araştırma, geliştirme, takviye laboratuvarları projesidir… Hem ülkemizde hem dünyada sıhhat dalının süratle gelişmeye devam etmesi, bu çeşit çalışmaları daha da değerli hale getirmektedir. Salgın devrinde sıhhat bölümünün en az savunma sanayi kadar kritik değere sahip olduğunu daima birlikte gördük. Sıhhat dalının muhtaçlıklarını yerli ve ulusal imkanlarla karşılayarak hem cari açığı azaltmak hem bu tıp eserlerin ihracatını geliştirmek istiyoruz… Derin teknoloji üssümüz ayrıyeten kömürden doğal gaz üretimi, sarsıntı acil müdahale sistemi, zelzele güvenliği, genetik araştırmalar, nano gereç, robotik araştırmalar üzere pek çok farklı çalışmaya da mesken sahipliği yapacaktır.
SALGINI EN AZ KAYIPLA ATLATTIK: Koronavirüs salgını ve akabinde başlayan Rusya-Ukrayna savaşı tüm insanlığa çok değerli iletiler vermiştir. Güçlü bir sıhhat altyapısına sahip olmayan ülkeler ne kadar güçlü ne kadar müreffeh olurlarsa olsunlar, önemli tehditler karşısında çaresiz kalmışlardır… Türkiye son yirmi yıldır her alan üzere sıhhat altyapısına da yaptığı yatırımlar sayesinde bu büyük krizi en az kayıpla atlatmayı başarmıştır. Kent hastanelerimize dudak bükenlerin, yapılan yatırımları israf yaftasıyla yerden yere vuranların salgın başladığında her ne kadar açıkça söz etmeseler de sahip olduğumuz bu imkanlara şükrettiklerine inanıyorum.
MİLYONLARCA HASTA GELİYOR: Bizim kendi vatandaşlarımızın sıhhatini müdafaanın ötesinde bölgemizin ve dünyanın en kıymetli sıhhat hizmetleri merkezi olma maksadımız var. Evvelden bizim vatandaşımız teşhis ve tedavi için yurt dışına giderdi. Artık dünyanın dört bir yanından birebir maksatla sayıları milyonu bulan insan ülkemize geliyor. Milyar dolarlık harcamayı burada yapıyor. Önümüzdeki yıl ise inşallah 1.5 milyon yabancı hastaya hizmet vererek global sıhhat pazarından 10 milyar dolarlık hisse almayı hedefliyoruz. Hizmet kalitemizi teknoloji geliştirme ve üretme kabiliyetimizle birleştirdiğimizde çıkarımız katlanarak yükselecektir.
‘Ülkemiz her alanda inançlı liman olacak’
Gıda krizinin dünyayı tehdit ettiği bir periyotta bu istikametteki üretimin ve teknoloji geliştirme çalışmalarının kıymeti de giderek artıyor. Besin dalında kendi kendimize kâfi olmanın ötesinde tüm insanlığı besleyecek, tüm dünyanın taleplerini karşılayacak bir kapasiteyle yolumuza devam etmek istiyoruz. Global krizlerin önümüzdeki periyotta özellikle da gelişmiş ülkelerde önemli yalpalamalara yol açacağı açıkça görülmektedir. Türkiye her alanda geleceğin inançlı limanı ülkelerinin başında yer almaya adaydır. Bu iklimde yatırımını kendi ülkesine yapan, kendi halkına ve kendi insanına güvenen herkes karlı çıkacaktır. Daima kendi ülkesini aşağılayan, kendi milletini küçümseyen kendi devletini tahkir eden tiplerin toplumsal medya propagandaları yalnızca komplekslerinin üstünü örtmek içindir. Bilimsel başarılarıyla varlık göstermeyenlerin, ideolojik saplantılarla ülkemizin gündemini işgal etme, milletimizin zihnini bulandırma çabaları boşunadır. Zira bu ülkede çalışmak, üretmek, yenilik yapmak isteyen herkesin önü takviyelerle, teşviklerle, programlarla sonuna kadar açıktır.
