Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Seyit Ali Gümüştaş basit bir yağ bezesi olarak görülen şişliklerin aslında makus huylu tümör olabileceğini belirterek, kesin teşhis ve tedavi için kesinlikle ortopedik onkoloji doktoruna başvurulması gerektiğini söyleyip yağ bezesi hakkında bilinmesi gereken 5 noktayı anlattı:
1-Kendiliğinden küçülmez
Çoklu yağ bezesi olan bireylerin üçte birinde ailesel yatkınlık görülürken, birden fazla vakit yağ bezelerinin neden kaynaklandığı bilinmiyor. Kilolu hastalarda daha sık karşılaşılırken, süratli kilo alımı devrinde yağ bezesinin boyutu da büyüyebiliyor. Lakin kişinin kilo vermesiyle yağ bezelerinin boyutunda küçülme olmuyor.
2-Hiçbir şikayete yol açmayabiliyor, ama!
Yağ bezeleri çoğunlukla hiçbir şikayete yol açmazken, çok büyük yağ bezeleri damar ve hudut basısına neden olarak ağrı, uyuşma ve karıncalanma şikayetlerine neden olabiliyor. Kolunuz, bacağınız ya da sırtınızdaki yağ bezesinin uzun vakittir var olması, küçük olması, ağrı yapmaması ve büyümemesi tümörün düzgün huylu olduğu algısına neden olmasın! Çünkü bu yanlış inanış, teşhis ve tedavide gecikmelere yol açıyor.
3-Bu belirtilere ayrıyeten dikkat edin
Kötü huylu yumuşak doku tümörleri, âlâ huylu yumuşak doku tümörlerine nazaran çok daha ender görülse de bu şişlikler makus huylu yumuşak doku tümörünün belirtisi de olabiliyor. Hastalar genelde yavaş büyüyen şişliğin son vakitlerde boyutunun süratli artışı nedeniyle tabibe başvuruyor. Bilhassa derin yerleşimli, süratli büyüyen, sert ve ağrılı şişlikler berbat huylu olması açısından ayrıyeten uyarıcı olmalıdır. Kesin teşhis ve tedavi için vakit kaybetmeden ortopedik onkoloji tabibine başvurulması gerekir.
4-Kesin teşhis konulmalı
Buradaki en değerli nokta mevcut şişliğin âlâ huylu yağ bezesi olup olmamasının kesin bir halde ortaya konmasıdır. Ayrıntılı muayene sonrası MR ile büyük bir oranda yağ bezesinin tanısı konulabilir. Yalnızca ultrasonografi ile teşhis koymak gerçek olmayabilir. Kuşkulu durumlarda biyopsi yaparak tanıyı kesinleştirebiliriz. Tanısı katılaşmamış hiçbir tümör ameliyat ile çıkarılmamalı.
5-Doğru tedavi için
Yağ bezelerinin birden fazla takip edilirken, bilhassa şikayete neden olan büyük yağ bezelerinin ameliyat ile nispeten kolay bir halde çıkarıldığını, ameliyat sonrası düşük de (yüzde 5) olsa tekrarlama riski olduğunu belirten Doç. Dr. Seyit Ali Gümüştaş şöyle konuştu:
“Yağ bezelerinin tersine makûs huylu yumuşak doku tümörlerinin tedavisi çok daha özelliklidir ve bu mevzuda tecrübeli ortopedik onkoloji tabibi tarafından bu süreç yürütülmeli. Akciğer başta olmak üzere öbür organlara sıçrama ihtimali olan makûs huylu yumuşak doku tümörlerinin asıl tedavisi, tümörün ameliyat ile geniş sonlarla pak bir formda çıkarılmasıdır. Ameliyatı kolaylaştırmak, tümörü komşu damar sondan sınırlamak, tekrarlama ihtimalini azaltmak için cerrahi öncesi ya da sonrası radyoterapiye (ışın tedavisi) başvurulur. Bilhassa sıçrama (metastaz) varlığında, makul alt tiplerde, derin yerleşimli ve büyük tümörlerde kemoterapi uygulanabilir. Makus huylu yumuşak doku tümörü nedeniyle tedavi uygulanmış hastalar belli aralıklar ile uzun yıllar boyunca tekrarlama ve sıçrama açısından takip edilmeli.”
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Seyit Ali Gümüştaş basit bir yağ bezesi olarak görülen şişliklerin aslında makus huylu tümör olabileceğini belirterek, kesin teşhis ve tedavi için kesinlikle ortopedik onkoloji doktoruna başvurulması gerektiğini söyleyip yağ bezesi hakkında bilinmesi gereken 5 noktayı anlattı:
1-Kendiliğinden küçülmez
Çoklu yağ bezesi olan bireylerin üçte birinde ailesel yatkınlık görülürken, birden fazla vakit yağ bezelerinin neden kaynaklandığı bilinmiyor. Kilolu hastalarda daha sık karşılaşılırken, süratli kilo alımı devrinde yağ bezesinin boyutu da büyüyebiliyor. Lakin kişinin kilo vermesiyle yağ bezelerinin boyutunda küçülme olmuyor.
2-Hiçbir şikayete yol açmayabiliyor, ama!
Yağ bezeleri çoğunlukla hiçbir şikayete yol açmazken, çok büyük yağ bezeleri damar ve hudut basısına neden olarak ağrı, uyuşma ve karıncalanma şikayetlerine neden olabiliyor. Kolunuz, bacağınız ya da sırtınızdaki yağ bezesinin uzun vakittir var olması, küçük olması, ağrı yapmaması ve büyümemesi tümörün düzgün huylu olduğu algısına neden olmasın! Çünkü bu yanlış inanış, teşhis ve tedavide gecikmelere yol açıyor.
3-Bu belirtilere ayrıyeten dikkat edin
Kötü huylu yumuşak doku tümörleri, âlâ huylu yumuşak doku tümörlerine nazaran çok daha ender görülse de bu şişlikler makus huylu yumuşak doku tümörünün belirtisi de olabiliyor. Hastalar genelde yavaş büyüyen şişliğin son vakitlerde boyutunun süratli artışı nedeniyle tabibe başvuruyor. Bilhassa derin yerleşimli, süratli büyüyen, sert ve ağrılı şişlikler berbat huylu olması açısından ayrıyeten uyarıcı olmalıdır. Kesin teşhis ve tedavi için vakit kaybetmeden ortopedik onkoloji tabibine başvurulması gerekir.
4-Kesin teşhis konulmalı
Buradaki en değerli nokta mevcut şişliğin âlâ huylu yağ bezesi olup olmamasının kesin bir halde ortaya konmasıdır. Ayrıntılı muayene sonrası MR ile büyük bir oranda yağ bezesinin tanısı konulabilir. Yalnızca ultrasonografi ile teşhis koymak gerçek olmayabilir. Kuşkulu durumlarda biyopsi yaparak tanıyı kesinleştirebiliriz. Tanısı katılaşmamış hiçbir tümör ameliyat ile çıkarılmamalı.
5-Doğru tedavi için
Yağ bezelerinin birden fazla takip edilirken, bilhassa şikayete neden olan büyük yağ bezelerinin ameliyat ile nispeten kolay bir halde çıkarıldığını, ameliyat sonrası düşük de (yüzde 5) olsa tekrarlama riski olduğunu belirten Doç. Dr. Seyit Ali Gümüştaş şöyle konuştu:
“Yağ bezelerinin tersine makûs huylu yumuşak doku tümörlerinin tedavisi çok daha özelliklidir ve bu mevzuda tecrübeli ortopedik onkoloji tabibi tarafından bu süreç yürütülmeli. Akciğer başta olmak üzere öbür organlara sıçrama ihtimali olan makûs huylu yumuşak doku tümörlerinin asıl tedavisi, tümörün ameliyat ile geniş sonlarla pak bir formda çıkarılmasıdır. Ameliyatı kolaylaştırmak, tümörü komşu damar sondan sınırlamak, tekrarlama ihtimalini azaltmak için cerrahi öncesi ya da sonrası radyoterapiye (ışın tedavisi) başvurulur. Bilhassa sıçrama (metastaz) varlığında, makul alt tiplerde, derin yerleşimli ve büyük tümörlerde kemoterapi uygulanabilir. Makus huylu yumuşak doku tümörü nedeniyle tedavi uygulanmış hastalar belli aralıklar ile uzun yıllar boyunca tekrarlama ve sıçrama açısından takip edilmeli.”
