Türkiye Makine Federasyonu (MAKFED) tarafından Şişli’deki bir otelde düzenlenen ‘Makine Zirvesi’ bugün gerçekleşti. Doruğa, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, AB Türkiye Delegasyonu Lideri Büyükelçi Nikolaus Meyer- Landrut, TİM Lideri Mustafa Gültepe, MAKFED Lideri Adnan Dalgakıran ve MAKFED dernek üyeleri katıldı. Tepede, yeşil ve dijital dönüşüm bahisleri tartışıldı.
“TÜRKİYE BÜYÜME PERFORMANSIYLA OECD VE AB ÜLKELERİ ORTASINDA BİRİNCİ SIRADA YER ALDI”
Zirvenin sanayi ve Türkiye için iyi olmasını dileyerek konuşmasına başlayan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Ekonomilerin küçüldüğü ya da yerinde saydığı 2020 ve 2021 yıllarında Türkiye, gösterdiği büyüme performanslarıyla OECD ve AB ülkeleri ortasında birinci sıralarda yer aldı. Bu yılın birinci çeyreğindeki yüzde 7,3’lük büyüme de bu serinin tesadüf olmadığını ispatladı. Küresel tedarik zincirlerinin koptuğu bir periyotta, güçlü endüstrimiz kıymetli işlere imza atarak Türkiye’nin alternatif bir üretim üssü olabileceğini tüm dünyaya gösterdi. Bunun en somut göstergesi de her ay yeni bir rekor kıran ihracatımız” dedi.
MAKİNE BÖLÜMÜNDE 2022 YILINDA 27 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT HEDEFİ
Bakan Varank, “12 aylık ihracatımız 242 milyar doları aştı. Bu başarıdaki aslan paylarımızdan biri de makine dalımıza ilişkin. 18 bin 300 firma ile faaliyet gösteren kesim, 23 milyar doları aşan performansıyla 2021 yılında en fazla ihracat yapan dallardan biri oldu. 2022 yılında bu sayının 27 milyar dolara ulaşacağını öngörüyoruz. Yüksek ihracatın yanında, makina dalında 35 milyar doları bulan bir ithalat var. Bu durum bizler için önemli bir bağımlılık oluşturuyor, ekonomimiz üzerinde önemli bir yük oluşturuyor” tabirlerini kullandı.
“KARADENİZ’DE BULDUĞUMUZ GAZ KEŞFİNİN BİZİ FARKLI NOKTALARA TAŞIYABİLECEĞİNİ GÖREBİLİYORUZ”
Üreterek ihracat yapma mecburiyetimizin altını çizen Varank, “Doğal kaynaklar bakımından güçlü bir ülke değiliz. Keşke bizim de petrolümüz doğalgazımız, en azından bize yetecek kadar olsaydı. Biz bu cari açığı güç sebebiyle dışarıya vermeseydik. Karadeniz’de bulduğumuz gaz keşfinin bizi farklı bir noktaya taşıyabileceğini de görebiliyoruz. Şu an için tüketimimizin 10’da 1’lerini 10’da 2’lerine gelen bir sayısı keşfetmiş bulunuyoruz ancak bu sayının oluşturacağı tesirin de farkındayız. Filyos’a gittik ve oradaki alanda yapılan çalışmaların tamamının makinelerle bağlı olduğunu gördük” diye konuştu.
“İTHAL EDİLEN BİRÇOK ESER ARTIK YERLİ VE ULUSAL İMKANLARLA ÜRETİLİYOR”
Bakan Varank, “İthal ettiğimiz kritik eserlerin Türkiye’de üretilmesi için büyük bir atılım içerisindeyiz. Bu bağlamda Teknoloji Odaklı Sanayi Atağı Programı’na makine bölümü ile başladık. Makine bölümü daveti kapsamında 20 projeye 2 milyar liralık takviye kararı açıkladık. Bu projelerin hepsi stratejik değere sahip eserlerin Türkiye’de üretilmesini hedefliyor. Servo motorlar, CNC tezgahlar üzere ithal edilen birçok eser artık yerli ve ulusal imkanlarla üretiliyor” dedi.
Makine dalındaki üretimin öteki bölümlerde girdi olarak kullanıldığına dikkat çeken Bakan Varank, makine dalı için gerçek iktisadın lokomotifi benzetmesi yaptı.
“ÜRETİMDE YAPISAL DÖNÜŞÜM DAVETİ KIYMETLENDİRME SONUÇLARI YARIN AÇIKLANACAK “
Varank, “Yine, atılım programının bir öteki ayağı olan Üretimde Yapısal Dönüşüm daveti da makine dalındaki firmalarımızın ağır ilgi gösterdiği bir davet oldu. Hazır dal temsilcileri buradayken bir müjde verelim. Teknoloji Odaklı Sanayi Atağı Programı’nın Üretimde Yapısal Dönüşüm Daveti kıymetlendirme sonuçlarını yarın açıklayacağız” sözlerini kullandı. Bakan Varank, yatırım, üretim ve istihdam yapıldıkça herkesin yanında olmaya devam edeceklerini de belirtti.
“KAZANANLAR İKTİSADINDA YEŞİL KALKINMA İHTİLALİNİ BAŞARAN ÜLKELER OLACAK”
Makine dalının ve endüstrinin rekabetçiliğini belirleyecek bahislerden birinin de yeşil dönüşüm olduğunu lisana getiren Varank, “Kalkınma açısından ekonomik büyüme artık tek başına kâfi değil. Bu büyümenin sürdürülebilir ve etrafa saygılı olması kalkınma açısından kıymetli bir kriter. Gerçekten Avrupa Birliğinin Yeşil Mutabakat kapsamında uygulamayı planladığı sonda karbon düzenlemesi de bunu öngörüyor. Kısaca özetlemek gerekirse aslında AB şunu diyor: Üretirken tabiatta karbon izi bırakıyorsanız, AB ülkeleri sizden yapacağı tedariğe ekstra vergiler getirecek ya da sizden tedariği büsbütün kesecek. Münasebetiyle, önümüzdeki periyodun kazananları, yenilikçi usul ve teknolojilerle iktisadında yeşil kalkınma ihtilalini başaran ülkeler olacak. Biz de esasen iklim değişikliğiyle gayret konusundaki kararlılığımızı Paris İklim Mutabakatı’nı imzalayarak gösterdik. Benzeri biçimde, Avrupa Yeşil Mutabakatına ahenkle ilgili gerekli tüm hazırlıkları sürdürüyoruz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak da bu süreci hakikat biçimde yönetmek; fırsatları kıymetlendirerek ülkemizi daha rekabetçi pozisyona taşımak üzerimize düşen ne varsa yerine getirmekte kararlıyız” dedi.
“DÜNYADAKİ KARBON SALINIMININ YARISINI YALNIZCA BİR ÜLKE GERÇEKLEŞTİRİYOR”
Varank, “Avrupa Birliği bu işe öncülük ediyor lakin burada kendi iktisadını ve kendi endüstrisini korumak istediği gerçeğini de göz arkası etmeyeceğiz. Sayın Büyükelçi kusura bakmasın ancak sahiden burada yapılan işlerde bizim bir adım önde olmamız gerekiyor. Standartların belirlenmesi sürecinde bir adım önde olmamız gerekiyor. Bu alanlarda ne kadar çok teknoloji üretebilirsek ne kadar çok yeni inovatif işleri ortaya çıkarabilirsek bir adım önde olduğumuzu da bilmemiz gerekiyor. Yoksa iş yalnızca karbon iziyle ilgili olsaydı ben isim vermeyeceğim lakin bugün dünyadaki karbon salınımının yarısını yalnızca bir ülke gerçekleştiriyor. O ülkedeki Avrupa yatırımlarına baktığınızda yalnızca Almanya’nın 200 milyar eurodan fazla o ülkede yatırımları var” diye konuştu.
