Hıyanet zincirinin yedi yıl boyunca izini süren Nuh Albayrak, mühendis bakışıyla tahlil ettiği ibretlik olayları gazeteci üslubuyla kaleme aldı. Derin tarihî hadiseleri, günümüzdeki sonuçları ışığında tekrar gözden geçirerek, periyotlarına nazaran dört başka kitapta topladı. Hangi kısımdan olursa olsun; Türkiye’nin geleceğini önemseyen herkes bu gerçekleri öğrenmeli ve yeni jenerasyonlara aktarmalıdır. Aksi takdirde bu emperyalist zincir hepimizi kuşatacaktır.
İÇTEN DIŞTAN ENTRİKALAR
İslamiyet’in gelişiyle birlikte Yahudi entrikalarıyla başlayan hıyanet zinciri, Türklerin Müslümanlıkla şereflenmesinden sonra da, Haçlı hücumlarıyla eklenen halkalarla devam etti.
Yakın tarihimizde ise bu çaba daha çok içerideki devşirmeler üzerinden yürümektedir. Bu hıyanet zincirinin yedi yıl boyunca izini süren Nuh Albayrak, mühendis bakışıyla tahlil ettiği ibretlik hadiseleri gazeteci üslubuyla kaleme aldı.
Derin tarihî hadiseleri, günümüzdeki sonuçları ışığında yine gözden geçirerek, periyotlarına nazaran dört farklı kitapta topladı.
Hangi kesitten olursa olsun; Türkiye’nin geleceğini önemseyen herkes bu gerçekleri öğrenmeli ve yeni jenerasyonlara aktarmalıdır. Aksi takdirde bu emperyalist zincir hepimizi kuşatacaktır.
DEVLET YIKAN TEFRİKALAR
Osmanlı’nın son periyotlarında, meşrutiyet tartışmalarıyla birlikte, padişaha/halifeye karşı güçlenen “muhalefet” maalesef millet menfaatlerini temel almıyordu. Bu bedbahtlar, düşmanın “doğru”larını dikkate alarak, sultanın “yanlış” yaptığını düşünüyorlardı. Bu ise, milleti zevale götürecek en büyük felaketin başlaması demekti.
“Jön Türkler” olarak isimlendirilen bu muhalifler, İttihat ve Terakki Cemiyeti çatısı altında birleşerek, devlet idaresinde derin tefrikalara sebep olmuşlardı. Düşman tarafından daima körüklenen bu tefrikalar, Vahideddin Han periyodunda, “yolun sonu” demek olan “ikibaşlılık” halini almıştı.
Nuh Albayrak, dört kitaplık tarih seyahatinin ikinci etabında, Osmanlı’yı yok eden fitneleri “Devlet Yıkan Tefrikalar” adıyla mercek altına aldı.
İyi niyetli olmayan “vesayetçi muhalefet”in sebep olduğu “yıkım”a dikkat çeken Albayrak, sinsi Haçlı taktik ve tahrikleriyle başlayan fitne ve entrikalar sonucunda, altı asırlık Osmanlı çınarının nasıl yıkıldığını kendine has üslubuyla gözler önüne seriyor.
DARBEDEN BETER VESAYETLER
Ezanını; Kur’an’ını; imanını kurtarmak için büyük fedakârlıklarla yürüttüğü gayretler sonucunda işgalcileri kovarak derin bir nefes alan gazi milletimizin, sonraki yıllarda kendi vatanında kendi devletinden gördüğü muamele, eşi gibisi görülmemiş zulümlerdendir. Türk milletine hizmet odaklı bir “dönüşüm programı” olmadığı kısa sürece ortaya çıkmıştı.
Türk milleti için yapıldığı söylenen lakin millete karşın atılan bu adımlar, ne yazık ki millete huzur ve refah getirmemiştir. Tam bilakis, Batı’dan gelen suflelerle yapılan bu operasyonların milletin sînesinde maalesef kapanmaz yaralar açmıştır.
Hayatın genel akışı içerisinde, öbür toplumlardan etkilenen insanların, kendi dileğiyle sergilediği “değişim” için söylenecek fazla bir şey yoktur. Fakat çok kısa vakte sıkıştırılmış bu zorlama “dönüşüm” programının doğal bir çağdaşlaşma mühleti olmadığı ortadadır.
Nuh Albayrak, dört kitaplık “Hıyanetler” serisinin üçüncüsü olan Darbeden Beter Vesayetler adlı yapıtında, Osmanlı’yı yıktıktan sonra devreye sokulan “Yeni Türkiye Projesi”nin detaylarını mercek altına alıyor. Albayrak, 27 yıllık tek parti devrinde “millet adına” lakin “millete rağmen” yapılan bu operasyonları kendine has üslubuyla gözler önüne seriyor.
İŞGALE EMSAL HIYANETLER
Günümüze kadar kesintisiz devam eden Haçlı Seferlerinin metot ve araçları daima değişmiş lakin hedefi hiç değişmemiştir! Haçlı-Siyonist ittifak başından buyana, gerçek İslâm olan ehl-i sünnet itikadını yok etmek için ağır uğraş sarfetmektedir.
İngilizler, Osmanlı İmparatorluğu’nu, ehl-i sünnetin hamisi olan hilafeti yok etmek için yıkmış, yeni devletin temeline ise uzaktan kumanda etmelerini sağlayan vesayet sensörleri takmışlardı.
Çünkü ehl-i sünnet dediğimiz gerçek İslâmiyet, onların yüzyıllardır ördüğü sömürü dünyasını temelden sarsıyordu.
Bu yüzden Osmanlı Devleti’ni, türlü entrikalarla yıkanlar, bir asırdır da Türk milletinin ehl-i sünnet inancını gaye almış durumdadır. Zira ehl-i sünnet bilgileri bütün dünyaya, askerî yahut post-modern darbelerden FETÖ hıyanetine kadar uzanan envaiçeşit Haçlı projelerine karşın yıkamadıkları Türkiye’den yayılmaktadır.
Nuh Albayrak, kendine has üslubuyla kaleme aldığı “Bugünü Manaya Kılavuzu” diyebileceğimiz dört kitaptan oluşan serinin son kitabı olan “İşgale Benzeri Hıyanetler” adlı yapıtında, Cumhuriyet tarihimizin son 70 yılına damga vuran hadiseleri mercek altına alıyor. Albayrak bu yapıtıyla, Haçlı-Siyonist ittifakın içimizdeki işbirlikçileriyle yapmış oldukları operasyonların iç yüzünü gözler önüne seriyor.
