Galatasaray’da 11 Haziran’da yapılan kongrede Eşref Hamamcıoğlu’nu geride bırakarak ikinci sefer başkanlık koltuğuna oturan Dursun Özbek, birinci icraat olarak teknik yönetici Domenech Torrent’in kontratını feshetti.
Burak Elmas devrinde Fatih Terim’le yollar ayrılmasının akabinde vazifeye getirilen İspanyol hocanın Galatasaray macerası 5 ay sürdü. Torrent’ten boşalan teknik yönetici koltuğuna Okan Buruk oturdu. 48 yaşındaki teknik adam, yuvası Galatasaray’a yıllar sonra dönerken, 1+1 yıllık mukavele imzaladı. Milliyet Gazetesi muharriri Cemal Ersen, Domenech Torrent’in kontratının feshedilmesini değerlendirirken, çarpıcı sözler kullandı. İşte o yazı…
‘YAZIKTIR, GÜNAHTIR’
“Bu üslup haberleri okudukça içim acıyor. Galatasaray’da toplam 20 maça çıkan ve kontratı feshedilen eski teknik yönetici Domanec Torrent ile tüm takımına 2 milyon 900 bin euro tazminat ödenecekmiş. Lisana kolay, kasaya ziyan. Tam 52 milyon Türk lirası! Kim ne kazanıyor da bu türlü hoyratça dağıtıyor? Kulüpler niçin batıyor diye baş yormaya gerek yok. Vizyonsuz yöneticilerin, kendilerinden sonra gelenleri teknik adam ve futbolculara ödemek zorunda bıraktığı tazminatlara bakın kâfi. Benden sonrası tufan diyen zihniyetinden bıktık.
Kimse Galatasaray özelinde alınıp, reaksiyon vermesin. Hangi kulübün başkasından farkı var? Avrupa’da en fazla uyuşmazlık evrakı olan ülke kim? Niçin bu haldeyiz? Boşu boşuna ödenen tazminatların sorumlularını görmezden mi geleceğiz? Taraftar para verip stada gelir, para verip forma alır, cebindeki üç kuruşa kıyıp yüzlerce kilometre yol sarfiyat. Biz niçin konuşuyoruz ki, hesap sorması gerekenler onlar. Fakat son kelamım, hakikaten yeter!
‘CIRCIR BÖCEĞİ VE AĞUSTOS AYI’
Yeni federasyonun birinci uygulamalarından biri, kulüp harcama limitlerinin artırmak oldu.
Üçer beşer milyar lira borcu olan kulüpler bayram yaptı. Evet; kulüplerin federasyonu olmak doğrudur. Lakin birebir vakitte onların çıkarlarını gözetmek ve geleceklerini planlamak da yönetenlerin misyonudur. Taviz verirseniz, bedeli ağır olur. Altından kalkamazlar.
İlk transfer devrinde günü kurtarmak ve topluluklarına tatlı görünmek isteyen kulüpler, karşılığı olmayan paralar ile takımlarını güçlendirecekler. Sonra da niye ayağımızı yorgana nazaran uzatmadık diye ağlayacaklar. Zira yarınlara bırakacakları mirasları, kabul görecek yatırımları ve öngörüleri yok. Yazık…
Bu ortada hatırlatayım; ağustos ayından itibaren Bankalar Birliği ile yapılan mutabakat gereği faiz ve ana para ödemeleri başlayacak. Sayıları duysanız, dudağınız uçuklar.
İşte o vakit dinleyeceğiz, cırcır böceğinin serenatını! Ve hak vereceksiniz karıncaya…”
Galatasaray’da 11 Haziran’da yapılan kongrede Eşref Hamamcıoğlu’nu geride bırakarak ikinci sefer başkanlık koltuğuna oturan Dursun Özbek, birinci icraat olarak teknik yönetici Domenech Torrent’in kontratını feshetti.
Burak Elmas devrinde Fatih Terim’le yollar ayrılmasının akabinde vazifeye getirilen İspanyol hocanın Galatasaray macerası 5 ay sürdü. Torrent’ten boşalan teknik yönetici koltuğuna Okan Buruk oturdu. 48 yaşındaki teknik adam, yuvası Galatasaray’a yıllar sonra dönerken, 1+1 yıllık mukavele imzaladı. Milliyet Gazetesi muharriri Cemal Ersen, Domenech Torrent’in kontratının feshedilmesini değerlendirirken, çarpıcı sözler kullandı. İşte o yazı…
‘YAZIKTIR, GÜNAHTIR’
“Bu üslup haberleri okudukça içim acıyor. Galatasaray’da toplam 20 maça çıkan ve kontratı feshedilen eski teknik yönetici Domanec Torrent ile tüm takımına 2 milyon 900 bin euro tazminat ödenecekmiş. Lisana kolay, kasaya ziyan. Tam 52 milyon Türk lirası! Kim ne kazanıyor da bu türlü hoyratça dağıtıyor? Kulüpler niçin batıyor diye baş yormaya gerek yok. Vizyonsuz yöneticilerin, kendilerinden sonra gelenleri teknik adam ve futbolculara ödemek zorunda bıraktığı tazminatlara bakın kâfi. Benden sonrası tufan diyen zihniyetinden bıktık.
Kimse Galatasaray özelinde alınıp, reaksiyon vermesin. Hangi kulübün başkasından farkı var? Avrupa’da en fazla uyuşmazlık evrakı olan ülke kim? Niçin bu haldeyiz? Boşu boşuna ödenen tazminatların sorumlularını görmezden mi geleceğiz? Taraftar para verip stada gelir, para verip forma alır, cebindeki üç kuruşa kıyıp yüzlerce kilometre yol sarfiyat. Biz niçin konuşuyoruz ki, hesap sorması gerekenler onlar. Fakat son kelamım, hakikaten yeter!
‘CIRCIR BÖCEĞİ VE AĞUSTOS AYI’
Yeni federasyonun birinci uygulamalarından biri, kulüp harcama limitlerinin artırmak oldu.
Üçer beşer milyar lira borcu olan kulüpler bayram yaptı. Evet; kulüplerin federasyonu olmak doğrudur. Lakin birebir vakitte onların çıkarlarını gözetmek ve geleceklerini planlamak da yönetenlerin misyonudur. Taviz verirseniz, bedeli ağır olur. Altından kalkamazlar.
İlk transfer devrinde günü kurtarmak ve topluluklarına tatlı görünmek isteyen kulüpler, karşılığı olmayan paralar ile takımlarını güçlendirecekler. Sonra da niye ayağımızı yorgana nazaran uzatmadık diye ağlayacaklar. Zira yarınlara bırakacakları mirasları, kabul görecek yatırımları ve öngörüleri yok. Yazık…
Bu ortada hatırlatayım; ağustos ayından itibaren Bankalar Birliği ile yapılan mutabakat gereği faiz ve ana para ödemeleri başlayacak. Sayıları duysanız, dudağınız uçuklar.
İşte o vakit dinleyeceğiz, cırcır böceğinin serenatını! Ve hak vereceksiniz karıncaya…”
